top of page

Şehr-i İstanbul

“Istanbul'un mermer tasları;

Basıma da konuyor, konuyor aman,

martı kusları;

~Orhan Veli Kanık


Yaşlı ve ihtiyar şehir İstanbul. Her bir köşesi deşilmiş ve yaralı. İnsanlar bir yerden bir yere yetişme telaşında. Kimse kimseyi görmüyor. Herkes cep telefonuna gömülmüş. Gülümsemeyi unutmuş. Kim bilir neleri düşünüyor.

Bir yakadan bir yakaya beton ve demir köprülerle prangaya bağlanmış bir mahkûm gibi görülüyor gözüme. Oysa hala güzel ve asil duruyor.

Eğilip vapurun penceresinden boğazın havasını kokluyorum. Hani Can babanın dediği gibi rüzgar "denizin yaramaz çocukları" martıların kanatlarına eşlik ediyor. Denizin köpük köpük beyaz dalgaları ile bir müziğin ritmine uyarcasına adeta dans ediyorlar.



Ah diyorum ah kimse fark etmiyor o mavilikleri, kimse denizle gökyüzünün birbiri ile kucaklaşmasının farkında değil. Belki bu ay ödeyeceği taksitleri çocuğunun ihtiyaçlarını ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Belki de delikanlı sevdiği kızı düşünüyor. İnsanlar yaşamlarının koşarak geçip gittiğinin farkında değiller.


Yorgun ve uykusuzum. Hayat koşturmacasının içinde maviliklere ve martılara yüreğimden bir tebessümle selam veriyorum. Rüzgâr yüzümü yalıyor. Serinliği ve iyot kokusunu içime çekiyorum. Gülümsüyorum. Alfred Capus’un “Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun; martı sevdiği denizden asla vazgeçmez... “sözü geliyor aklıma. İnsan maviliklere sevdalı bir martı gibi olmalı asla özgürlüğünden vaz geçmeyen.


Vapur kıyıya yaklaşıyor. İnsanlar ciddi suratlarla iniyorlar. Yürüyorum. Annem çocukken arkadaşlığın önemini anlatıyor. Kız arkadaşların seçilmiş kardeş olduğunu söylüyor. Yoğun hayat koşturmacası içinde uzun süredir buluşmaya söz verdiğim kız arkadaşım ile buluşmak üzere yürüyorum.

Neden yazıyorsun diyorum bazen. Sonra düşünüyorum. İnsan yazmadan o küçücük güzellikleri görmeden nasıl yaşar? Ben çok zamanım olduğu için mi yazıyorum? Hayır diyorum. Beni tanıyanlar yoğun bir çalışma tempomun olduğunu biliyorlar. Küçük şeylerle mutlu olmayı o güzelliklerin hayatıma renk katmasını seviyorum. Duygusal bir insan olunca belki her şeye farklı bakmayı seçiyorum.

Bir gün bir arkadaşım nasıl bu kadar pozitif oluyorsun diye sormuştu. Gülümseyip ; her sabah gökyüzüne bakıp mavilikleri kokluyorum demiştim.

Bitimsiz tebessümlü günler diliyorum.

Şimdi dost sohbeti zamanı

(Semihat Karadağlı ) 17.11.2017 İstanbul


Foto: Semihat Karadaglı/ Istanbul Beylerbeyi sarayı, Moda Deniz Kulübü

57 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/683
bottom of page