Yörüklerin Nefret Ettiği Adam :
- Mehmet ÇOBAN
- 3 Ara 2024
- 2 dakikada okunur
EFSANE BİR VALİ; AHMET VEFİK PAŞA

*
MEHMET ÇOBAN
*
Ahmet Vefik Paşa, 3 Temmuz 1823’te İstanbul’da doğdu. Hariciye Nezareti memurlarından Ruhittin Efendinin oğludur. 1831yılında İstanbul’da başladığı eğitimini, babasının görevi nedeniyle gittiği Paris’te Saint Louis Lisesi’nde tamamladı.
Ahmet Vefik Paşa, yaşadığı dönemin önemli entelektüellerinden biriydi. Paşa; Fransızca, İngilizce, Arapça, Farsça, İtalyanca, Almanca, Rumca, Latince bildiği gibi, başta Çağatayca olmak üzere bir çok Türk lehçesine de vakıftı ve bu konularda çeviriler, çalışmalar yapıyordu.
Fransa’daki öğrenim yıllarında batı kültürünü çok yönlü bir bakış açısıyla algılamıştır.
Bu yıllarda tiyatroya büyük ilgi duymuş batı tiyatrosunu yakından incelemiştir.
Bursa valisiyken bir tiyatro binası yaptırmış, ülkeye tiyatronun girmesini sağlamış, tiyatroda dekor, sahne, kostüm, oyuncu gibi unsurlara eğilerek, memlekette tiyatro kültürü oluşmasına yardımcı olmuş, temellerini atmıştır. Moliere’den beş tiyatro oyunu uyarlamıştır.
Peki, bu kadar birikimli ve donanımlı adam nasıl olmuş da Balıkesir Yörüklerinin nefretini kazanmıştır?
Bunu, Aydın Ayhan’ın “ Balıkesir ve Çevresinde İskan Hareketleri” adlı kitabından öğreniyoruz.
"Ahmet Vefik Paşa’nın Bursa Valiliği sırasında Balıkesir sancaktı (Karesi Sancağı) ve Bursa’ya bağlıydı. Paşa valiliğinin yanı sıra aşiretlerin iskanıyla tam yetkiyle görevlendirildi.
Anlatılanlara göre: Paşa oldukça büyük bir kolluk gücüyle 1861 yılında Balıkesir’e geldi. Karesi sınırları içinde gezinmekte olan bütün konar göçer oymakların beylerini ve ileri gelenlerini çadırını kurduğu, bu gün bile “Koca İskan” diye anılan yere çağırdı. Onlara: “Artık konar- göçerlik bitmiştir. Herkes bizim işaret ettiğimiz yerlere köy kuracaktır” diye emir verdi.
Oymaklar iskan yerlerine gidip yerleşmeye çalıştılar. Kerpiçlerden, çalılardan, sazlardan ev yapmak için uğraştılar. Kıl ve keçe çadır kurmaktan, sökmekten başka alışkanlıkları olmayan Yörüklerin ev kurma bilgileri yoktu. Toprağı işlemekten anlamıyorlardı. Ne ekilir, nasıl biçilir, nasıl üretilir bilmiyorlardı. Çevrelerinde de bunları kendilerine öğretecek kimse yoktu.
Oymaklar yurt tutmaya çalıştılar. Ama mevsim dönüp otlar bitince hayvanları ve kendileri açlıkla karşı karşıya kaldılar.
Yaşamaları için yeni otlaklar bulunmalıydı. Yüzyıllar boyunca otorite altına girmeye alışmamış bu insanlar iskan yerlerini terk edip yaylara gittiler.
1864 yazında aşiretlerin yine yaylaya çıktıklarını öğrenen Ahmet Vefik Paşa yanında güçlü bir silahlı güçle Karesi Sancağında iskan ettirdiği Yörükleri kontrole geldi. Yerlerinde bulamayınca yanındakilerle beraber yaylalara çıktı. Bulduğu Yörük çadırların iplerini kestirdi, çadırları yırttırdı. Yakaladığı beyleri dövdürdü. Direnmek isteyenleri öldürttü. Kaçanları eşkıya ilan etti.
Yörüklere uygulanan bu zulüm onların gözünü korkuttu. “bir daha hiç kımıldamamak üzere gösterilen yerlere yerleştiler.”
Öyleki A.V.Paşa bu gün bile “ Çadır Yırtan Paşa” olarak bilinmekte ve anılmaktadır."
Bu kadar köklü bir değişimin alt yapısı hazırlanmamıştır. Yörüklerin yerleşik düzene geçişinin onlara sağlayacağı yararlar anlatılıp ikna yoluna gidilmemiştir. Ortaya çıkabilecek olası sorunlar öngörülememiştir. Yörükler adam yerine konulup, onların düşünceleri sorulmamıştır. Yörüklerin iskanı sırasında onlara yardımcı olacak, sorunlarını çözecek, rehberlik edecek hiçbir kişi ve makam yoktur.
Kabaca özetlediğimiz bu nedenlerle Yörükler, belki de Osmanlının görüp göreceği en donanımlı, en becerikli, bugün bile ayakta olan ilk batılı tiyatroyu Bursa'ya yaptıran, orda oynanacak oyunları bile çeviren validen nefret etmişlerdir.
Eh Yörüklerin tiyatroya , hele o dönem, hiç gitmediklerini de düşünürsek...

İşte yaptıkları ve yapmadıklarıyla, Ahmet Vefik Paşa Balıkesir Yörüklerinin nefret ettiği bir adam olmuştur.
Comments