top of page

YERÇEKİMİ


Bin yaşında bir ağacın yeşil yaprakları bir annenin elleri gibi şefkatle titrer, gölgesine çeker sizi, sığınırsınız, o gölge ne caziptir ve nasıl da baştan çıkarıcıdır... bin yılın yaşanmışlıklarıyla sapasağlam yaşlı bir gövde ve tepesinde henüz çocuk yapraklar.


yaşlıyım dediysem, yaşlıyım ben! yaşımdan memnuniyetim de yaşadığım her acının ve yanılgıların beni kundaklayıp tekrar tekrar büyütmüş olmasıdır.


yaşını almak, büyümek, kocaman olmak, kendine bir çok ad takmak gibi bir şey… bir de ölüme doğru yapılan özenli, ağır, engellenemez bir yolculuk. uzaktan nasıl görünüyor derseniz, hepimiz yaşlı birer çocuğuz, şımarık, bilmiş ve ukala. ne çekici!


hadi, biri durdursun büyümemi. imkansız!


yüreği kocaman oluyor insanın, duyguları sığmayacak kadar büyüyor, o kadar büyük oluyorsun ki, büyük lafların oluyor büyük hayallerin oluyor büyük seviyorsun sevdin mi, büyük inanıyorsun... aklında büyüyor tabi, aklın büyük olunca kocaman sevince kocaman hayallerini düşününce ne büyük yanıldığını görünce o büyük aklınla küçücük bir adaya yolum düşse diyorsun, bir maviADA’ya... o küçük maviADA’da da kocaman bir okyanusu seyrederken kocaman bir gülümsemeyle ölsem diyorsun.


hadi, biri sustursun beni. imkansız! Büyüdükçe, büyük harflerle bağırıyorsun, öfken de büyük oluyor, sevincin de.


büyüdükçe sözcüklerin büyüyor, gözlerin büyüyor, aslında her şeyi daha net görüyorsun, örneğin yaşlanmanın aslında ölüme gitmek için bir yolculuk olduğunu biliyorsun, işte o zaman "iz" lerin olsun istiyorsun... bir şiir bırakmak gibi, bir öykü bırakmak, unutulmaz bir aşk !...bir resim yapmak, bir ağaç dikmek gibi, o ağaca bir not bırakmak gibi...


sonra yaşlanmakta olan “sana” bakıyorsun, hani şu yer çekimi dedikleri gözüne gözüne giriyor, sarkan yanaklar, kollar, sarkan memeler, seni sarıp sarmalamaktan yorulmuş deri... ha işte tam burada hani kocaman olmuştu ya aklın, işte o aklın diyor ki yer çekimi bu, yer seni kendine çekiyor, ağır ağır...


hadi, biri durdursun yerçekimini. imkansız! Bunu bilecek kadar aklın kocaman olmuştu ya, işte o zaman diyorsun ki, ben bin yaşında bir ağaç olmaya gidiyorum...


gün gelir yolcunun biri, bedenime bir not düşer belki...


maviADA


SAYI:27


GÜZ 2012


*


Okumak için TIKLA

18 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/684
bottom of page