top of page
Yazarın fotoğrafıYusuf AKSOY

YANGIN

Güncelleme tarihi: 24 Haz

Yusuf AKSOY

*

20 Haziran perşembe akşamı Diyarbakır’ın Çınar İlçesi ile Mardin’in Mazıdağı ilçeleri arasındaki bölgede çıkan yangın binlerce dönüm ekili alanı kül ederken çok sayıda can kaybına da neden oldu. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde yangındaki can kaybının 15’e yükseldiği ve yaralanan 78 kişinin de tedavilerinin sürdüğü haberlerini üzülerek işittik.

Hazırlanan bilirkişi raporunda, yangınının elektrik direğinden kaynaklı olduğu bildirildi. Bazı köylüler ile birlikte CHP Diyarbakır milletvekili Sezgin Tanrıkulu da elektrik iletim hatlarının bakımsızlığından dolayı yangına sebep olma ihtimalinden bahsetmişti. (1) Yerleşim yerlerine de sıçrayan yangın,  çok sayıda kuşun, koyun sürülerinin, yaban hayvanlarının ve tahmin edemeyeceğimiz çoklukta topraktaki böceklerin de ölmesine yol açmıştır. Ayrıca bölge çiftçisinin bir yıllık mahsulü de yanarak yok olmuştur.

Bölge, daha fazla zaman kaybedilmeden acilen Afet Bölgesi ilan edilmelidir. Yangının sebebi bütün ayrıntıları ile ortaya çıkarılmalıdır. Can ve mal kaybı gerçekçi olarak tespit edilmeli ve yaralar geç de olsun sarılmaya başlanılmalıdır. Yangına ve sonuçlarına sebep olanlar hiçbir aftan ve indirimden yararlanamayacağı şekilde yargılanmalıdır. Engellenmesi mümkün olmayan doğal afetlere karşı bile erken uyarı sistemleri yardımıyla can ve mal kaybını en az düzeye indirebilme olanakları vardır. Kaldı ki Diyarbakır ve Mardin bölgesindeki ve diğer benzer yangınlar bir doğal afet sonucu ortaya çıkmış yangınlar değildir. Bunlar; denetimsizlik, tedbirsizlik, liyakatsizlik ve cana ve mala değer vermemezlikten kaynaklanan sorumsuz sorumluların neden olduğu felaketlerdir.

Can ve mal kaybıyla birlikte ekolojik kırıma sebep olan ve bedeli ağır olan felaketler hep insan merkezli felaketlerdir. Bu sebebiyetlerin insanları sıradan insanlar değildir elbette ki. Bunlar, yaşamı ve yaşam kaynaklarını kendi azınlıkların mutluluğu için rant olarak gören sistemin örgütlü araçları ve köleleridir. Salt kendi mutlulukları için yakmayacakları, yıkmayacakları, öldürmeyecekleri hiçbir şey yoktur. Bu gerçeklik bizi Marx’ın şu söylemine götürmektedir: “Kapitalizm; doğanın en büyük düşmanıdır. Kapitalizmde insan sevgisi yoktur. İnsanı mekanik bir böcek gibi görür. Kapitalizm vatan sevgisi, barış istemez. Yozlaşmış, çıkarcı, cahil, beynine tecavüz edilmiş uysal köleler ister.”

BBC Türkçe'den yangından etkilenen köylülerle konuşup ve yangının bilançosunu inceleyen.

Hatice Kamer yazısının bu bölümündeki köylülerin sorularına ilgili ve sorumlular kamuoyu nezdinde yanıt vermelidir:

“Köylüler, dün yaşananları ''küçük kıyamet'' olarak nitelendiriyorlar. Yangına zamanında yapılacak havadan müdahale ile can kaybının bu kadar yüksek olmayacağına söylüyorlar.

 Bir köylü ''Göksü Baraj Gölü bizlere çok yakın ama neden havadan yardım gelmedi!'' diye sitem ediyor. Yanındaki genç ise devam ediyor:

''Batı bölgelerinde çıkan yangınlara havadan müdahale edilirken, hububat deposu olan bu bölgede neden havadan destek araçları yok!'' (2)

Bunun gibi çok haklı sorulara yanıt beklemek hepimizin, toplumun tümünün sorunu olmalıdır. Aksi durumda “ Çoğul suskunlukların bedeli/tekil yüreklerin yaralarını dağlayıp duruyor” (Y.A.) dizelerini haklı çıkarır.

“Nerede bir can ölse, oralı olur yüreğim. Olmalı zaten. Olmazsa insan olmaz yüreğim.”  diyen Ahmed Arif hepimizin olmasa da çoğunluğumuz yüreğindeki ses dışarı vurmuş olsun.

 

Sayısız canların öldüğü, yalnızlıktan, acıdan gözyaşlarının kuruduğu, yıllık hasatlarının yok olduğu Çınar ve Mazıdağ ilçelerimizin insanlarıyla, hayvanlarıyla, börtü böceği ve kuşlarıyla duygudaşlık kurmak, dayanışmak bizi beklendik adil ve erdemli insan kılacak tutum ve davranışlar olacaktır.


Kaynak

33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page