top of page
1/2

Türkan Saylan Anısına

Nurten B. AKSOY

*


"Yirmi bir sene başhekimlik yaptım. Kimseyi kovmakla, sürmekle tehdit etmedim. Kavgacı değilim, benim kavgam başka türlü. İnsanların başarılı olması için onları rahat bıraktım, onların kendi başarısını yaratmasını bekledim. Hep böyle çalıştım ve hiçbir zaman sorun yaşamadım. Bağırma çağırma hiçbir zaman sistemi geliştirmez." diyen Türkan Saylan, bir zamanlar insanların korkulu rüyası olan cüzzam (lepra) hastalığının tedavisinden, kız çocuklarının okutulmamasına ve insan haklarının kazanılmasına kadar yaptığı tüm çalışmalarda yılmadan ve herkese karşı koyarak, gerektiğinde tek başına mücadelesini sürdüren korkusuz bir kadın savaşçıydı.


13 Aralık 1935 günü İstanbul’da dünyaya gelen Türkan Saylan'ın babası Cumhuriyet Türkiye'sinin ilk müteahhitlerinden olan Fasih Galip Bey, annesi ise evlendikten sonra Müslüman olarak Leyla adını alan İsviçreli Lili Mina Raiman’dır. Türkan, beş çocuklu bu ailenin en büyük çocuğudur. İlk ve orta öğrenimini Kandilli İlkokulu ve Kandilli Kız Lisesinde tamamlar. 1963 yılında İstanbul Tıp Fakültesini bitirir. 1964-1968 yılları arasında çalıştığı SSK Nişantaşı Hastanesinde Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanlığını alır. 1968 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalında Başasistanlığa başlar. 1971 yılında İngiliz Kültür Heyetinin bursuyla İngiltere’de, alanında yüksek eğitim görür. 1974’de Fransa’da ve 1976’da İngiltere’de kısa süreli çalışmalar yaparak 1972’de doçent, 1977’de profesör olur.

1976 yılında lepra (cüzzam) çalışmalarına başlayarak Cüzzamla Savaş Derneği ve Vakfı’nı kurar.


Yaptığı çalışmalar nedeniyle 1986’da kendisine Hindistan’da “Uluslararası Gandhi Ödülü” verilir. 2006 yılına kadar Dünya Sağlık Örgütü’nün lepra konusunda danışmanlığını yapar. Deri ve zührevi hastalıklar uzmanı bir profesör olan Türkan Saylan, Türkiye’de cüzzam hastalığının kontrol altına alınmasını ve tedavisinin mümkün olduğunu kanıtlamış, binlerce hastanın umudu olmuştur.


1957 yılında yaptığı ilk evliliğinden iki oğlu olur. 1976 yılında kısa süreli bir evlilik daha yaşayan Türkan Saylan yıllarca hastalıklara, cahilliğe ve haksızlıklara karşı amansız bir savaş verir, ancak yaşamının son on yedi yılında yakasına yapışan kanser hastalığıyla mücadele etmesine karşın 18 Mayıs 2009 tarihinde bu savaştan yenik çıkarak vefat eder.


1989 yılında, “Atatürk İlke ve Devrimlerini korumak, geliştirmek; çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak” amacı ile oluşturulan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğinin (ÇYDD) kurucularından olan Türkan Saylan uzun bir süre bu derneğin genel başkanlığını yürüttü.


Türkan Saylan yaşamının son günlerinde, hasta yatağındayken Ergenekon soruşturması kapsamında sorgulanmak istendi, belgelerine el kondu, kimi zaman “misyoner”, kimi zaman “komünist” suçlamalarına maruz kaldı. Ama o yiğit bir savaşçıydı; sağlık ve çağdaş eğitim alanındaki hizmetlerine yılmadan devam etti. 17 yıl meme kanseri ile mücadele eden Saylan, 18 Mayıs 2009 tarihinde, ardında kendisini minnetle anacak binlerce hasta ve öğrenci bıraktı. Biz de kendisini saygı ve minnetle anıyoruz... Ruhu şâd olsun...

58 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/682
bottom of page