top of page
Spinoza

Spinoza

Güncelleme tarihi: 25 Oca 2022

ve Tanrısı

*


Aslen Sefarad Yahudisi Hollandalı filozof. Aydınlanmanın erken dönem düsünürlerinden olan Spinoza, evren ve kisi hakkında modern görüsler ortaya sürerek öncü ahit elestirileri yapmıs ve zamanla 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmistir. Dekart'ın fikirlerinden etkilenen Spinoza, Hollanda Altın Çagının önde gelen bir filozofu olmustur.


  • Doğum tarihi ve yeri: 24 Kasım 1632, Amsterdam, Birleşik Hollanda Cumhuriyeti

  • Ölüm tarihi: 21 Şubat 1677 (44 yaşında)

*

Descartes, felsefesine “zihin”den başlarken, Spinoza ise “Tanrı” ile ilgilenir daha düşüncesinin en başlarında. Ancak o, Tanrıtanımaz olduğu gerekçesiyle mensup olduğu Yahudi toplumundan dışlanmıştır. Ancak kimileri içinse Spinoza, bırakın tanrıtanımazlığı, “Tanrı zehirlenmesine uğramış adam” ya da, “Tanrı sarhoşu”dur; yani gereğinden fazla Tanrı teneffüs etmiş birisidir. Kimi düşünürlere göre dinsiz, atesit; kimilerine göreyse, fazlasıyla dindardır. Hegel ise farklı bir yaklaşımla tanımlar Spinoza’yı; Spinoza Tanrı’nın varolmadığını değil, Tanrı’dan başka hiçbir şey olmadığını öne sürer. Gerçekten de şöyle bir bakıldığında, Spinoza’nın ünlü eseri Törebilim’de en çok yer kaplayan konulardan birinin de Tanrı kavramı olduğu görülür. Peki nedir Spinoza? Ateist mi, Deist mi, yoksa başka bir şey mi?


Goethe, “Spinoza, Tanrının varoluşunu kanıtlamaz, varoluşun Tanrı olduğunu söyler, bazıları bu yüzden ona ateist muamelesi yapıyorsa, ben de onu teistissimus adı ile övmek istiyorum.” diyerek onu en üstün derecede tanrıcı bir düşünür olma sıfatıyla ödüllendirir. Ancak bizim Spinoza’ya hangi sıfatı uygun gördüğümüz, Tanrı’yı algılayış biçimimizle çok yakın bir paralellik gösterir. Eğer Tanrı bizim için, evrenden ayrı, onu kendi iradesi ile yaratmış, yarattıklarını yüce bir kral gibi izleyen, yöneten, tapınılmaya ihtiyaç duyan, ödüllendiren ve cezalandıran bir varlık ise, Spinoza’nın bir ateist olduğunu söylemek yerinde olur.


Ancak Spinoza’nın tanrısı yaratıcı değil, üretkendir. Tanrı, tüm şeylerin içinde bulunan yaşamın ta kendisidir. Tanrı doğadır, Tanrı evrendir. Tanrının ya da doğanın hiçbir amacı, hiçbir hedefi yoktur. Evren, sürekli bir oluşumdur, ve yaratılanla yaratan bir ve aynı şeydir. Tanrı devamlı kendini üretmekte, üretmektedir. Spinoza’nın Tanrısı, kimi dogmatik dini kavramların olduğu gibi, bazı katı ve materyalist bilimcilerin anlayışlarından da tamamen farklıdır. Onun Tanrı’sı “üstün akıl”dır, doğada, evrende ve var olan her şeyde bulunan, aslında her şeyin ta kendisi olan üstün bir bilinç, bir iradedir. Spinoza’nın Tanrısı Chi’dir, Tao’dur, Yunus’un, Mevlana’nın Tanrısıdır…


Düşüncelerini Tümdengelim yöntemiyle açıklamayı uygun bulan Spinoza, doğal olarak işe Tanrı’dan başlar. “Tanrı anlaşılabilir mi?” sorusuna “Evet” olarak cevap veren Spinoza için Tanrı, insanların cehaletlerinin sığınağıdır bir bakıma.

Einstein'ın ABD üniversitelerinde konferans verdiğinde öğrencilerin ona sık sık sordukları soru:

-Tanrı'ya inanmıyor musun?...

Einstein hep şu cevabı verirdi:

“Spinoza'nın tanrısına inanıyorum”.

Spinoza'yı okumayan kişi aynı yerde kalır...


Şöyle özetleyebiliriz:


*Spinoza'nın tanrısı ya da doğasına göre

Tanrı şöyle derdi:

Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak!

Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır.

Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum..

Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak. Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun !

Benim evim dağlarda, ormanlarda, nehirlerde, göllerde, plajlarda ve senin kalbindedir..


Sefil hayatın için beni suçlamayı bırak; çünkü ben sana hiçbir zaman yanlış bir şey olduğunu ya da günahkar olduğunu ya da cinselliğinin kötü bir şey olduğunu söylemedim!


O yüzden seni inandırdıkları her şey için beni suçlama..

Benimle hiçbir ilgisi olmayan ve anlamadığın halde sözde kutsal yazıları okumayı da bırak;


Gün doğumunda, bir manzarada, arkadaşlarının dostluğunda, küçük bir çocuğun gözlerinde beni okuyamıyorsan, henüz yazının bilinmediği devirlerde benim adıma yazıldığı iddia edilen hiçbir kitapta beni bulamazsın !


Bana güven, ama önce kendine güven ve her şeyi benden istemeyi bırak;

Bana işimi nasıl yapacağımı sen mi söyleyeceksin?


Benden korkmayı da bırak; Çünkü ben öcü değilim ve seni yargılamıyorum,

seni eleştirmiyorum,

sana sinirlenmiyor,

seni rahatsız etmiyorum, asla seni cezalandırmıyorum.

Beni sadece sevmen yeterlidir..


Benden özür dilemeyi de bırak; çünkü affedilecek bir şey yok.

Eğer seni ben yarattıysam...

Seni özgür iradenle donattım.

Sana verdiğim akıl ve iradeni kullanarak yaşıyorsan seni nasıl suçlayabilirim?


Seni sen olduğun için nasıl cezalandırabilirim?

Bir yaratıcı bunu nasıl yapabilir?

Her türlü emirleri unut, her türlü yasayı unut; bunlar seni manipüle etmek için, seni kontrol etmek için, senin suçluluk hissetmeni isteyenlerin kurgusudur. Bunlara inanma, sadece kendi aklını kullan..


Kendine saygı göster ve kendin için istemediğin şeyi başkalarına da yapma.

Senden tek istediğim hayatına dikkat etmen.

Çünkü bu hayat ne bir test, ne bir basamak,

ne bir adım,

ne bir prova ne de

cennete giden bir yoldur....

Ben seni tamamen özgür kıldım;

Ödül yok, ceza yok, günahlar yok, erdem yok, kimse skor taşımıyor, kimse kayıt tutmuyor.


SADECE SEVGİ VAR


Ancak hayatında bir cennet veya cehennem yaratmak için kesinlikle özgürsün!

Bu hayattan sonra bir ne olup olmadığını söyleyemem, ama sana bir tavsiye verebilirim ;

Bu hayattan sonra bir şey yokmuş gibi yaşa.

Düşün ki bu hayat senin zevk alman,

sevmen ve var olman için vardır,

yani hiçbir şey yoksa,

sana verdiğim bu yaşama fırsatından zevk almış olacaksın.

Ama eğer bir şey varsa, orada da sana iyi mi kötü mü diye sormayacağım.. Sana soracağım tek şey, beğendin mi? Eğlendin mi? En çok neyi beğendin? Yaşamında ne öğrendin ve hangi güzel işleri yaptın olacaktır..


Bana inanmayı bırak; inanmak tahmin etmek, hayal etmektir. Bana inanmanı istemiyorum, beni kendinde hissetmeni istiyorum. Beni sevmen yeterli..

Övülmekten sıkıldım, teşekkür edilmekten bıktım.

Minnettarlık hissediyor musun? Bunu kendine, sağlığına, ilişkilerine ve dünyaya göz kulak olarak ifade et. İzlendiğini mi hissediyorsun?...

Neşeni ifade et! Beni övmenin doğru yolları bunlardır..


İşleri zorlaştırmayı bırak ve benim hakkımda birilerinin öğrettiklerini papağan gibi tekrarlamaktan vazgeç..

Emin olabileceğin tek şey burada olduğun, ve yaşadığındır. Nitekim bu dünya harikalarla doludur.. Etrafına baktığında beni görecek ve hissedeceksin..

Neden daha fazla mucizeye ihtiyacın var ki?

Beni dışarıda ararsan bulamazsın.

Beni sadece kendi içinde bulursun.


BARUCH SPİNOZA (1632-1677)


Etiketler:

148 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commentaires


1/706
bottom of page