Şehirler ve Şiirler
- Nurten B. AKSOY
- 30 Oca 2022
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 26 Nis 2024
Nurten B. AKSOY
*

ANKARA
*
Ankara Acıları
hüznümün dudağıdır gökte açan karanfil
talih, bir cellat gibi vurdu yüreğimizi
ateşler ülkesinde o ve ben, iki mahkum
kâh bir sevda çölünde parlayan ay ışığı
kâh rüya bahçesinin zehirli sarmaşığı
uzaklardan bir rüzgar esiyor efil efil
sessizlik, acze düşen bir hayal kadar sefil
şimdi gül, ey korkular şehrinin yelpazesi
hasretin o en uzun, acının en tazesi
neden hala tütüyor burnumda karanlığın
ruhum neden yıllardır kahrının pervanesi
bu esrar senin midir, yoksa gemilerin mi
hemen her gün bir yıldız kayıyor gözlerinden
gözlerin kan ağlayan deniz kadar derin mi
yoksa habersiz misin ruhumun kederinden
ah, bağrımda pütürlü bir bıçak kadar keskin
tabutumu bekliyor ankara acıları
bu ne bir aşk masalı, nede heyula ve kin
dumanlı bir çöküşün en kara acıları
NURULLAH GENÇ
***
İZMİR

Nasıl Olduysa
nasıl olduysa birden adımı unuttum adını unuttuğum o sıcak şehirde yıldız alacası yüzen bir zakkum yanımda o hayal kız ikide birde yolumu gözlerine bakıp bulduğum
sahi ben ne hırçın bir çocuktum ele avuca sığmaz aklı fikri şiirde mısra mısra başımı belaya soktum İzmir cezaevi dokuz yüz kırk bir’de kaşla göz arası liseden kovuldum
inanmakta geç sevmekte çabuktum bazen yaşadıklarım aklıma gelir de kaç kere umutsuzluğun yolunu tuttum istenmeyen adam hemen her devirde hemen her devirde ateşten bir buluttum
binlerce umuttan belki bir umuttum
ATTİLA İLHAN
***
MARDİN

Mardin
ruhumun sol kıyısı kederlere müptela ağıtlar yakılırsa dönüp de bakar mısın inci gibi yaşları dizersem gerdanına yüreğimle tutuşup benimle ağlar mısın mardin sen yarsın varılası en güzel diyarsın
ONAT KUTLAR
***
ERZURUM

Erzurum
Sabahtan uğradım ben bir fidana Dedim mahmur musun, dedi ki yok yok Ak elleri boğum boğum kınalı Dedim bayram mıdır, dedi ki yok yok
Dedim inci nedir, dedi dişimdir Dedim kalem nedir, dedi kaşımdır Dedim on beş nedir, dedi yaşımdır Dedim daha var mı, dedi ki yok yok
Dedim Erzurum nen, dedi ilimdir Dedim gider misin, dedi yolumdur Dedim Emrah nedir, dedi kulumdur Dedim satar mısın, söyledi yok yok
ERZURUMLU EMRAH
***
BURSA

Bursa'da Zaman
Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su; Orhan zamanından kalma bir duvar... Onunla bir yaşta ihtiyar çınar Eliyor dört yana sakin bir günü. Bir rüyadan arta kalmanın hüznü İçinde gülüyor bana derinden. Yüzlerce çeşmenin serinliğinden Ovanın yeşili göğün mavisi Ve mimarîlerin en ilâhisi. ...... Bu hayâle uyur Bursa her gece, Her şafak onunla uyanır, güler Gümüş aydınlıkta serviler, güller Serin hülyasıyla çeşmelerinin. Başındayım sanki bir mucizenin, Su sesi ve kanat şakırtılarından Billûr bir âvize Bursa'da zaman.
AHMET H. TANPINAR
***
KONYA

KONYA
Benim yarim bezden kilim Dokur Konya'da Konya'da Bülbül olmuş dertli dilim Şakır Konya'da Konya'da
......
Mevlana'nın sezmediği Mantıkları çözmediği Kitapların yazmadığı Fikir Konya'da Konya'da
Ayrılıktan yemiş tekme Yakma gurbet onu yakma Burda gezdiğine bakma Bekir Konya'da Konya'da
BEKİR SITKI ERDOĞAN
***
DİYARBAKIR

Diyarbekir Kalesinden Notlar
Açar, Kan kırmızı yediverenler Ve kar yağar bir yandan, Savrulur Karacadağ, Savrulur zozan… Bak, bıyığım buz tuttu, Üşüyorum da Zemheri de uzadıkça uzadı, Seni, baharmışın gibi düşünüyorum, Seni, Diyarbekir gibi, Nelere, nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı…
AHMED ARİF
***
BİNGÖL

Bingöl Çobanları
Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların en eski âşinasıdır soyum,
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların.
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
Her gün aynı pınardan doldurur destimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla...
........
Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla...
Karıştım o gün bugün bu zavallı çobanla
Bingöl yaylarının mavi dumanlarına,
Gönlümü yayla yaptım Bingöl çobanlarına!
KEMALETTİN KAMU
***
SAMSUN

Bir Gemi Yanaştı Samsun'a
Bir gemi yanaştı Samsun'a sabaha karşı,
Selam durdu kayığı, çaparası, takası,
Selam durdu tayfası.
Bir duman tüterdi bu geminin
bacasından, bir duman
Bir duman değil bu!
Memleketin uçup giden kaygılarıydı.
.......
Kalkıp ayağa ardı sıra baktı dalgalar,
Kalktı takalar.
İzin verseydi Kemal Paşa,
Ardından gürleyip giderlerdi,
Erzurum'a kadar.
CAHİT KÜLEBİ
***
İSTANBUL

İstanbul Destanı
İstanbul deyince aklıma martı gelir
Yarısı gümüş, yarısı köpük
Yarısı balık yarısı kuş
İstanbul deyince aklıma bir masal gelir
Bir varmış, bir yokmuş
İstanbul deyince aklıma Gülcemal gelir
Anadolu’da toprak damlı bir evde
Gülcemal üstüne türküler söylenir
Süt akar cümle musluklarından
Direklerinde güller tomurcuklanır
Anadolu’da toprak damlı bir evde çocukluğum
Gülcemal'le gider İstanbul’a
Gülcemal'le gelir
İstanbul deyince aklıma
Bir sepet kınalı yapıncak gelir
.......
BEDRİ R. EYÜBOĞLU
***
SİVAS

Sivas Ellerinde Sazım Çalınır
Kul olayım kalem tutan ellere
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Şekerler ezeyim şirin dillere
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlıbeller bölük bölük bölünür
Yardan ayrılmışam bağrım delinir
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Pir Sultan Abdal’ım ey Hızır Paşa
Bizi hasret koydun kavim kardaşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
PİR SULTAN ABDAL
*
DERLEYEN: Nurten B. AKSOY
コメント