top of page
1/2

SANA DAİR



Kertil dağlarında

Kızılçam ormanlarının arasında,

Özlemle,

Beklerken seni,

Gelmedin sen!

Yoktun,

Zaten hiç olmadın!

Aylar, yıllar!

Çok yıllar!

Gün yirmi dört saat,

Yıl on iki ay,

Yıl üç yüz almış beş gün!


Geçip gitti,

Geçip gitti yalnız,

Hem de haybeye!


Sana dair,

Osman’ın at oynattığı diyarın,

Tek gamzelisi,

Kaymakam koruması Hasan Çavuş’un

İki numarası,

Kestane diyarının,

Aydan arı,

Günden duru

Biriciği,

Okuyanı yazanı cahil edeni!


Sen var ya sen,

Sana dair yazılan, çizilen,

Tekmil dizeler,

Sana dair yaratılan cümle imgeler,

Sana dair cümle sevdalar,

Sana dair sevginin katmerlisi,

Sana dair sevda kokan şiirleri,

Çağlayan olup çağlayan nehirleri…

Bir bir yok edip

Kuruttun!




Sana dair, belki… belki…

Belki diyen tekmil umutları

Belki diyen beklentileri,

Kibrinin kokuşmuşluğunda yok ettin!



Sana dair,

İçimde kalan

O en güzel anıları,

Sana dair

Kalem oynatışları,

Tükettin!”



Sana dair anıların en güzeli,

Saçlarına tarak olan parmakları,

Senin için çarpan yüreği,

Paramparça ettin!



Sana dair,

Belki, belki diyen

Sımsıcak gülüşleri,

Öfkeye çevirdin!

Sana dair, sana dair…



Değmez, değmez be ya…

Sen,

Kör kuyulara düşüp nefessiz kalasın,

Bir nefes,

Yalnızca

Bir nefes diye diye

Çırım çırım çığrasın!

Vefasızlığın okyanusunda

Boğulasın,

Gün güneş görmeyesin,

Bir yudum su diye

İnim inim inleyesin…


Etiketler:

22 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

YAŞLI

Comments


1/682
bottom of page