top of page
Yazarın fotoğrafıAycan AYTORE

Rönesansın Cesur Eli; Michelangelo




“Papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yasadıgımız bu dünyayı uygun ve yasanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluga girecektir.”

Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni.

/

İnsanların kilisenin fetvalarına aykırı düşünüyor diye yakıldığı bir dönem...

Öyle bir dönemde "Kıyamet Günü" tablosunu fazla erotik bulan papaya bu yanıtı verir Rönesans döneminin en yaygın üne sahip çok yönlü sanatçısı Michelangelo.

Devrin egemeni, bütün krallıkların da üstünde dinsel bir imparatorluk oldurmuş Kilise ve Papadır.

Bugün bile devrin muktedirine çok az kişi verebilir bu yanıtı herhalde, ertesi gün öleceğine dair kesin raporu yoksa. Çünkü sonraki hayatı kesin cehenneme dönecektir.


1600'de Bruno yakılarak öldürüldü, katili de o dönemin papası... ki Bruno kendi de bir papazdı , herhalde azıcık torpil geçmişlerdir diye düşünebilirsiniz.

*


Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simoni.

(6 Mart 1475 – 18 Şubat 1564)


Çok yönlü bir sanatçıdır. Rönesans döneminin en yaygın üne sahip ressam, heykeltıraş, mimar ve şairidir. Da Vinci ve Rafael'le çağdaştır, aralarında tatlı bir rekabet olduğu söylenir. Bir rivayete göre, sanatçının rakiplerinden Rafael ve Bramante, işbirliği yaparak Michelangelo’ya Sistine Kilisesinin işini verdirmeye çalışırlar. Böylelikle, kendini ressamdan çok bir heykeltıraş olarak kabul eden Michelangelo, bu işi kabul etmeyecek Papanın gözünden düşecektir. İşi kabul eden sanatçı çağları aşacak ününün önemli bir basamağını böylece oldurur.


Michelangelo, 6 Mart 1475'te Kıği yakınlarında Caprese’de doğar. Ailesi, o daha bir aylıkken Floransa’ya taşınır. Annesi, kendisi altı yaşındayken ölen Michelangelo, 13 yaşına geldiğinde Floransa’da Domenico Ghirlandaio’nun yanına öğrenci olarak verilir. Bertoldo di Giovanni’nin zamanında, Medici ailesine ait olan San Marko bahçesinde çalışan genç Michelangelo, bu arada Lorenzo de' Medici ile tanışır.

Davut Heykeli



Michelangelo, heykeltıraştaki rüştünü kanıtladığı ilk ve en ünlü eseri olan çocuk kral Davud’un heykelini yaptığında henüz 26 yaşındadır. Beş buçuk metrelik bir mermer kütleden çıkaracağı eser için genç dâhi, mermer bloğun yanına bir baraka inşa ederek, yardımcısız bir şekilde, çoğu zaman geceli gündüzlü çalışarak Rönesans sanatının harikalarından biri olarak kabul edilen David’i yaratır.


1505 yılında Papa II. Julius tarafından kendisine, en önemli başarılarından biri olacak Vatikan’ın yanındaki Sistine Şapeli’nin tavan resimlerinin yapılması işi verilir. 3 yıl sonra başlayacağı bu görevi sanatçı, 520 metrekarelik bir alanda yaklaşık dört yıllık bir çalışmanın ürünü olarak bitirir. Ortasının da, her biri Âdem, Havva ve Nuh Tufanıyla ilgili İncil’in Eski Ahit’inden alınma öykülerden esinlenerek yapılan resimlerin bulunduğu dokuz pano bulunan freskin yan unsurları da mitolojik figürlerle bezelidir. Özellikle “Adem'in Yaratılışı” ismindeki sahne batı resim sanatının en canlı tasvirlerinden biri kabul edilir.

Adem'in Yaratılışı - Sistine Şapeli - Tavan resmi

1519 yılında Cosimo de' Medici’nin soyunun son temsilcisi Lorenzo de' Medici’nin ölmesiyle Michelangelo, onla birlikte genç yaşta ölen Nemours Dükü Giuliano’nun mezarlarının konulduğu kiliseye iki ünlünün heykelini yapar. 1534’te Papa III. Paulus’un heykeltıraşı ve mimarı yapılan Michelangelo’ya Sistine Kilisesi’nin sunak duvarına bir ‘Kıyamet Günü’ tasviri yapmasını ister. Meryem’in Göğe Yükselişi, İsa’nın Vaftizi ve Musa’nın Hükmü’nün anlatıldığı freskler süsler bu duvarı. Kıyamet Günü tablosuna başından beri muhalefet eden yeni Papa IV. Paulus ise, tablodaki imgelerin fazlaca müstehcen göründüğünü belirterek Michelangelo’dan tabloyu biraz daha ‘düzgün’ hale getirmesini isteyince, ustanın cevabı şu olur: “Papa’ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra da bu tablo da aynı uygunluğa girecektir.”


Hayatının son dönemini Roma’daki Aziz Peter Kilisesi’nin mimarı olarak geçiren Michelangelo 18 Şubat 1564'te 89 yaşında ölür. Rönesans sanatına benzersiz bir etkide bulunan Michelangelo, klasik sanat tekniklerini öğrenmesinin yanı sıra asıl olarak, insan formunu her açıdan tasvir edebilmek için kadavralar üzerinde çalışıp, Yunan ve Roma sanatından devraldığı idealleştirilmiş insan tasarımlarını ulaştığı gerçekçilik boyutunu yakalamaya çalışır. Batı resminin babası olarak bilinen Giotto’nun resmindeki doğallık ve gerçekçilik ile 15. yüzyıl başında tam olarak anlaşılabilen derinlikte perspektif olgusunu geliştirip kendi tarzına temel yapan Michelangelo onlarca heykel, freske imza atıp Roma’nın yeniden inşa ve düzenlenmesinde de önemli görevler almıştır.Onu idolü olarak seçen bir çok kişi vardır.

Etiketler:

55 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page