top of page

Laf Ola Beri Gele

ANAYASA

/


4. Madde


Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez..


Yani teklifi bile suçtur.



*

Cumhurbaşkanlığı sistemi gelecek, 100 günde her şey yoluna girecek, ülkemiz arzu edilenden öteye kanatlanacaktı.

Umuda yelken açtık, olurumuzu verdik, umutla bekledik.

Hala bekliyoruz.


Pandemi mi gerekçe?

İnsaf, önceki 16 yılı hiç konu etmiyoruz, o zamanlar verilen sözleri de... Ne var ki, 2018'den pandemiye kadar iki yıl geçti. Kaç 100 gün eder acaba?




Şimdi yıl 2021;

Görünen, başta ekonomi olmak üzere tüm sorunları çözdük, aşı da bulduk, Ay'a da sertçe ineceğiz, bir kusur Anayasa kaldı.

Amacımız muhabbet, kusur aramak değil, o nedenle dile getiremiyoruz ama; maske dağıtamadık maske, dağıtım kurallarını kimbilir kaç kez değiştirdik gene olmadı; Allah razı olsun Cumhurbaşkanımız gecikerek de olsa 5 maske gönderdi de aştık geçen yılı.


Bir de pandemi niye arttı derler?


Anayasa'ya kusur bulup el atmak ilk kez olmuyor ki?


Daha önce de denenmişti bu. Bir çok yeri de revize edildi. Hele cumhurbaşkanlığı sistemiyle kurcalamadığımız yeri mi kaldı.


Yine de değişiklik iyidir, deyip gözden geçirilip bütün partilerin katıldığı ulusal bir mutabakatla alkışa değer, çağa uygun bize yakışır bir anayasa neden olmasın?


Ne var ki "şimdi mi" dedirtecek anda mı?


Ne var ki görünen amaç salt üzüm yemek değil: Daha gündeme gelir gelmez ortaya atılan ada bak; "kuruluş anayasası"... Diyen kişi, bir başına mı buldu o parlak düşünceyi?


Neyin kuruluşu bu? Yıkılan ya da yapılan ne, kurulacak olan ne? 700 yıllık imparatorluk, 100 yıllık cumhuriyet değil mi konu edilen, yoksa biz mi anlamadık, başka bir niyet mi var?


Ardından ilk 4 maddenin değiştirilmesi tartışılmaya başlandı.


2023 TARİH, KURULUŞ ANAYASASI, İLK 4 MADDE...


Feto söylemi gibi...diyeceğim, aklım izin vermiyor; daha dün değil miydi Feto kalkışması? Bana değildi hoş sizeydi? Ben zaten kapıkulu, sıradan yurttaş; başta kim bana ne, biri olsun da yeter... Hele şöyle gür sesli, hazır cevap, kodu mu oturtan ...biri olursa sorma...


Sahi siz o toplasan geniş bir paragraf tutmayan 4 maddenin neyi içerdiğini biliyor musunuz?

Türkiye Cumhuriyettir diyor, başkent Ankara'dır, resmi dil Türkçe, bayrak ve istiklal marşı diyor ve bunlarla bu ülke bölünmez bir bütündür...diyor.

Bu hepimizin bildiği...


Ne var ki başka şeyler var, onlar olmasa kabile devleti olursunuz; Türkiye demokratik bir hukuk devletidir diyor, hani geçen demiştik en yetkili ağızlardan; bu konularda eksiğimiz var; açılım yapacağız, işte onlar. Başkaları da var, sadece tek sözcük ama anlamı senin bütün hayatın, aç sözlüğü bak. basitçe söylersek; devlet yurttaşın dinine, inancına, sosyal hayatına, giyimine, yemesine, içmesine karışmaz, yurttaşın bunları rahatça sağlaması, yerine getirmesi için gözkulak olur demek olan sosyal laik bir hukuk devletidir diyor.


Anadolu kadim devletlerin ülkesi olmuş hep, yüzlerce ırk inanç kaynaşmış, Türkiye de üç kıtaya yayılmış bir imparatorluğun küçüle küçüle Anadolu'ya sığınmış son temsilcisi... Onda her türlü ırk, inanç, mezhep anlayış var, Osmanlının hoşgörüsü, TC'nin vazgeçilmez laiklik ilkesiyle herkes huzur içinde yaşamış, inancının gereğini yapmış. Bu gelip geçen kültürlerin yaşama, giyim sosyal alışkanlıkları da var hepsinde. Güne uyarlamış, bugüne taşımış... Devletin sağlamaya söz verdiği güven ortamında kimseyi rahatsız etmeden yaşamayı başarmış. Ne var ki devlet bu kuralları bazen yok saymış, açık ya da kapalı. Örneğin Amerikadaki Süryaniler Normonların bir kolu sanıyorsan değil, bu yüzden. Osmanlıyla müttefik Kürt aşiretler işbirliği yapınca 1.Dünya Savaşındaki katliamla dengeler alt üst olmuş, kavimler göçü başlamış. İşte bu yüzden kalkıp gitmiş bizim insanlarımız Hindistan'dan Avrupasına...


Devlet ağır abi olup bu ince dengelere taraf olmadan sosyal laik ve hukuk devleti olursa huzur o zaman var. Yoksa devlet taraf bir de karışan olduğunda hepimiz sarık, türban taksak bile tıpkı maskenin takılması nasıl olur gibi sarık nasıl takılır, türbanın deseni ne olmalı... diye birbirimize gireriz.

Değiştirilmek istenen 4 madde bunların güvencesi işte...


Anayasa'yı değiştirecek aritmetik güç olsaydı çoktan değiştirmiştiniz, İYİ parti de yanaşmadığına , öteki partiler de, ancak parlamenter sisteme dönüş olursa, dediklerine göre... bu anlamsız ve zamansız çıkış olsa olsa bir gündem yaratma...

Ne yapacaksınız HDP olur der mi? Kurumların başındaki T.C'ler açılımda uçmuştu, Anayasa'dan Türk'ü kaldıracak değilsiniz herhalde... Amerika 1001 millet, ama adı Amerika; bura da Türkiye; Laz'ı Kürt'ü, Boşnak'ı, Arnavut'u, Çerkez'i .. Birlikte kurtardığımız, birlikte abat ettiğimiz...


Görüyorsunuz o dört madde, aslında incecik bir denge, müthiş bir denge

O zaman niye?

Konuşsunlar da, döksünler eteklerindeki taşları, niyet anlaşılsın beklentisiyse bu, isabetli olmuş.

Baksanıza sizden sizi eleştirerek ayrılan yeni muhalefet lideri "ilk 4 madde" tartışılabilir, dedi. Anlamış olduk ki o da yeni değilmiş...

Başta CHP olmak üzere diğer partilerden buna bir yanıt verilmediğini de gördük. Herhalde gelecekteki olası ortağı küstürmeyelim diyorlar.


Siyaset bu mu? Rüzgara göre yelken diyeceğim değil, bu rüzgarın mevsimi yok ki aklına göre esiyor.

İlkesiz, omurgasız, yeter ki iktidar olalım, yeter ki iktidar da kalalım hali, baharı görmez bile.

Laf ola işte...


Ne var ki yine de ürkütücü...


"Değiştirilebilir" denilen ilk 4 maddeyi görüp biraz açalım mı? Belki neyle oynadığımızı fark ederiz.


1. Madde

Devletin Şekli

Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir


Değiştirip ne diyeceksiniz yerine?


2. Madde Türkiye Cumhuriyetinin niteliklerini içerir.

MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.


Nedir huzursuz eden bu maddede? Türkiye Cumhuriyeti bundan böyle insan haklarına saygısız, adaletsiz mi diyeceğiz? Atatürk milliyetçiliği mi yoksa? Varlığını milliyetçiliğe borçlu ortağınız parti buna olur der mi?

Arap kabile devletleri bile demokratik açılımlar yaparken, biz olanı yetersiz bulup hukuktan demokratik açılımlardan bolca söz ettiğimiz günümüzde demokrat ve hukuk devleti olmayıp ne olacaktık?

Geriye Sosyal ve laik devlet kalıyor. Yani yaşam, giyim, din ve vicdan özgürlüğü? Başörtüsü sorununu yüzyıl sonra ancak aşmayı başarmışken devletin inancına, yaşamına, kılığına, kıyafetine müdahalesini ya da kurallar koyduğunu düşünün... Böyle bir şey seçiminiz olabilir mi? Ya da bunların yerine ne önereceksiniz de kendi inançlarınızı da, herkesin inancını da güvence altına alacaksınız?


3. Madde III. Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marşı ve başkenti.


Bunlar mı değişecek olanlar? Devleti böleceksin, dili değiştireceksin, milli marşı atıp yenisini yapacaksın, bayrağı, başkenti yeniden tasarlayacaksın, olamayacağına göre zorun ne? Yerine ne önerebilirsiniz de yeni bir kaç seçmen daha kazanacağım derken elindeki seçmeni kaybetmeyeceksin?


4. Maddeyi biliyor musun peki? Biliyor musun bu tip heveslerin çıkabileceğini öngörenler o zamandan önlem almış. Teklif bile edemezsiniz demiş.

Üzerinde düşünsen az, bugün varsayımsal "değişebilir" diyenler bile anayasal suç işliyorlar demektir bu madde.


Belli,

Biz ne olduğunu anlayana değin bu tartışma örtüldü bile.


Anlaşıldı;

"Boş kalmayın"a bir örnek daha,

Anayasa manayasa laf ola beri gele...


Sazanlar utansın...

16 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/684
bottom of page