top of page
Nurten ALTAY

Kötü Huylu

Güncelleme tarihi: 15 Eki














Nurten ALTAY


*

Aklına ilk ne gelir? Ölüm. Sıradan belirtiler, sıradan tahliller ama sıradan olmayan tanı. Kanser. Doktorun tanıdan sonra söyledikleri belleğinde yok.

Kanser, ölüm, kaos. Yaşamın öncelikleri yok oldu, sadece yaşam kaldı. O da yok olmak üzere. Tüm değerler, sevgiler, her şey, kızgın tavanın üzerindeki yağ gibi.


Boşluk noktalandı, ayakları yere değdi. Şimdi ne olacak? Şimdi ne olacak? Yadsımak, unutmak, gelgitlerin arasında yine aynı soru. Şimdi ne olacak? Sağlık sistemi tıkanmış. Oysa zamana karşı bir savaşım bu. Özel sektör, para. Ekonomi her şeydir. Etik yaşamlar, erdemli ölümler hep paraya bağlı. Yaşamı yanlış bir değişken belirliyor. Ölüm yolculuğunda tek başınasın. Duyguların, düşüncelerin karmakarışık. Kutuplarda dolaşıyorsun. Herkes yanındadır. destek oluyordur, kimse seni umursamıyor, herkes kendi hayatını yaşıyordur. Fırtına geçti. Bu defa ayakları gerçekten zemine bastı.










Yaşamında yeni bir sayfa. Yanlış kararlar mutlu bir yaşamla noktalanmaz, en doğru kararlar verilmeli. Bu hayatının son kararı olabilir. Hata payı yok. Aynı sorunu yaşayan dostlardan operatör isimleri yağıyor. Hepsi de önerenlere göre em iyisi. Adaylardan birinin odasındayız. İlk adayımız aynı zamanda hastanenin başhekimi. Yöneticilere hiç sıcak bakmamışımdır. Yalaka, kibirli tiplerdir. Görüşme bitti. Kasıntı ve itici değil. Ama bizim duymak istediklerimizi de söylemedi. Kendimizi sorguluyoruz. Korkulacak bir şey yok dese doğru olur muydu?


Bu aşamada görüşmenin bileşkesi umut olmalı. Gerçeklerden kopuk hayal dünyasının sınırlarını zorlayan bir umut değil. Tıp, analizlerin, tomografilerin tüm belgelerin ötesinde bir bilimdir ve değişkeni insan olduğu için de pozitif bilim değildir. Yasalara sığmaz, değişkendir.













Tüm vücudu kanser hücreleriyle sarılmış olan hastayı, doktorları kalan süreyi istediği gibi yaşama önerisiyle gönderirler. On ay sonra kanserden iz kalmayan bir kimlikle karşılarına çıkınca doktorları hayretler içinde ne yaptığını sorarlar. Yanıt yalın ve sadedir. Önerinizi yerine getirdim: İstediğim gibi yaşadım. Sınırlar aşılmış, kalıplar kırılmıştır.


Bileşke umut ise bileşenlerin bir numarası da sevgidir. Her umut, her özgür yaşam size yaşamı armağan etmeyebilir.  Ama sevgi dolu dokunuşlar yaşamı mutlu sonlandırır." Bu can emanet bu bedene, sonunda sararlar kefene."

Sevgi dolu süreçler ölüm gerçeğiyle karşılaşmanızı kolaylaştırır, kabullenmek daha rahat olur. Kaçınılmaz sonda korkunun yerini kabulleniş alır.












Operatörümüz Gökhan Akbulut'a  başarılı operasyonundan önce, sevgi dolu yaklaşımı için sağ olun diyoruz. Her şey bir insanı sevmekle başlayacaksa, nefret duygusuyla da yok olacak.
















*


Etiketler:

42 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Komentar


1/706
bottom of page