top of page
1/2

Konumuz GENCO ERKAL









Genco ERKAL

 

Eren AYSAN



Konuşmaya Genco Abi’yi 83 yaşında mahkemelerde süründürenler kimlerdi, diye mi başlasak?


Yıl 1996. Yirmili yaşların başındayım. Behçet Aysan Şiir Ödülü yeni verilmeye başlanmış. O tarihlerde ödül için inanılmaz katkılar sağlayan iki dostum Hakan Dündar ve Akif Yeşilkaya ( Hala Hakan’ın tasarladığı görselleri kullanıyoruz, bunca yıl sonra bile…) o yılki ödülün içeriğinden de sorumlu. Dr. Harun’la birlikte çabalıyorlar. O yıl ödüle Genco Erkal davet edildi. O dönem bir yandan da Simyacı’yı oynuyordu. Muazzam turne trafiğine rağmen geldi. Sahnede Nazım’la başlayan ve babamla biten bir şiir gösterisi sundu. Akşamki bütün konuşmalarımız Sıvas üstüneydi. Ve bir şeyler sanki şekillenmeye başlamıştı onda. Daha sonra Max Frisch’in Saf Adam ve Kundakçılar’ını sahneye koydu ve oynadı. Oyundan sonra, Sivas için bu oyunu oynuyorum ama yetmiyor demişti. Derken Sıvas 93 geldi. O muazzam belgesel oyun. Yıllar sonra geniş kitleler tiyatro sanatı aracılığıyla bu ülkedeki en korkunç katliamın nasıl gelişim gösterdiğini izledi.



Niye bunları yazıyorum? Memleketimizin alacalı tarihi Genco Erkal’ın tarihidir. Cumhuriyet sonrası tiyatromuzdan söz açacaksak da onun adını hemen ilk sırada veririz.

Sorumlu aydın kimliği ders niteliğindedir.



O, hiçbir zaman gerçek anlamıyla sanatın gücünü kullanan bir tiyatroyu ayakta tutmanın gündelik popülist söylemlere, isimlere, “star sistemine” dayanmadığını bildi. Ve bunu sanatta ışığı hiç sönmeyen bir yıldız olarak kalmayı başararak yaptı. Tiyatro için salt oyunculuğun değil, aynı zamanda sahnenin tüm unsurlarını (Yönetmen, çevirmen, yazar, dramaturg) layığıyla kullanarak seksenin üstündeki yaşına rağmen üstün bir performansla çıktı seyircinin karşısına. 1959’da “Çöl Faresi” oyununda başlayan tiyatro yaşamını tam 173 oyunla pekiştirdi. Dahası her yeni oyununun bir öncekinden daha fevkalade olması için çaba gösterdi. Zoru başardı da.












Hadi konumuza dönelim: Genco Erkal’a, yüz metrede tiyatro sanatımızın en büyük koşucusuna açılan davadan da söz açmalıyız. Konumuz, onu gözümüzden sakınırken geldiğimiz son nokta… Konumuz, doğadan, yaşamdan, haktan, adaletten yana bir sanatçıya reva görülenler… Konumuz, ahlaksız ticaretin, ilkesiz siyasetin, niteliksiz eğitimin, emeksiz zenginliğin, vicdansız hazzın, insaniyetsiz bilimin, gösterişe dayalı ibadetin, kanunsuz adaletin olduğu yerde bir sanatçıya yaşatılanlar…


Konumuz büyük. Konumuz geniş. Konumuz acılı. Konumuz hüzünlü.


Hoşça kal Genco Abi. Her şey için çok teşekkür ederim."

/


Eren Aysan

*

Genco ERKAL' ANLATIYORLAR



21 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/681
bottom of page