top of page
1/2

Kırmızı Mektep

Güncelleme tarihi: 30 Nis

Nurten B. AKSOY

*


Bugün İstanbul’un özellikle de Haliç’in en görkemli ve gizemli binası olan Fener Rum Okulunu, halk arasında bilinen adıyla, Kırmızı Mektebi tanıyıp gezelim hep birlikte.


Doğal güzelliği ve tarihi mirası ile anlata anlata bitirilmeyecek İstanbul’un Tarihi Yarım Adasını çevreleyen Haliç’in bir başka deyişle Altın Boynuzun en görkemli binası olan Kırmızı Mektep görkemli görünüşü nedeniyle çoğu kez aynı semtte olan Patrikhaneyle karıştırılır. Oysa Patrikhane sahildeki mütevazı bir ahşap binadadır.

Orta çağdan kalma bir kaleye benzeyen heybetli yapısı ve özellikle kızıl rengiyle Haliç’in her iki kıyısından görünen bu görkemli binanın tarihi İstanbul’un fethinden hemen sonra başlar. Bugünkü adıyla Fener Rum Lisesi olan okul İstanbul’un fethinden önce faaliyet gösteren Patriklik Akademisinin bir devamı olarak bilinir. Fatih Sultan Mehmet’in 1454 yılında İstanbul’un fethinden sonra şehirden ayrılan Ortodoksları, şehre geri çağırmasıyla kurulan okul, Osmanlı dönemi boyunca birçok önemli kişinin yetişmesini sağlamış.



Lise yüzlerce yıllık tarihi içerisinde “Patrikhane Akademisi”, “Büyük Rum Halkının Müzesi”, “Şehirlerin Kraliçesinin Müzesi”, “Kırmızı Okul”, “Mektebi Kebir”, “Birinci Akademi”, “Kuru Çeşme Rum Halkı Müzesi” gibi birçok isimle adlandırılmış.

Kuruluşundan beri Patrikhanenin himayesinde pek çok binada eğitimine devam eden okul nihayet 1883 yılında, bugün eğitim verilen binasına taşınmış. Fener Rum Lisesinde bulunan büyük kütüphane ve arşiv sayesinde okulun tarihçesi, okulda görev yapmış müdürler ve idarecilerin listesine görev yaptıkları tarihlerle birlikte ulaşılabilmekte.

Fener Rum Lisesi, 16. Yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğunun dört bir yanından gelen Ortodokslara iyi bir eğitim vermek amacıyla önemli çalışmalar yapmış. Bu dönemde okul, burada yaşayan Rum azınlığın manevi ve kültürel merkezi olmuş, adı da “Osmanlı İmparatorluğu’nun İlk Edebiyat Akademisi” olarak değiştirilmiş. Okuldan mezun olan kişiler de Rum ve Osmanlı toplumunda üst düzey yöneticilik başta olmak üzere birçok aktif görevde bulunmuşlar.

Fener Rum Lisesi’nin bugün içerisinde bulunduğu görkemli kırmızı bina 1881 yılında yapılmaya başlanmış, 1883 yılında da tamamlanmış. Patrik III. İoakim’in görev yaptığı bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu bünyesindeki zengin Rumlardan toplanan bağışlarla “Yedi Tepeli Şehrin” beşinci tepesi üzerine kurulmuş.



Mektep Avrupa’da da birçok şato yapan meşhur mimar Konstandin Dimadis tarafından inşa edilmiş. Binanın yapım masrafı 17.210 altın lira tutmuş. Okulun arsası Moldovya Prensi olup bu okuldan mezun olan ve dönemin tanınmış simalarından şair, yazar ve tarihçi Dimitri Kantemir’e aittir.

Kuş bakışı bakıldığında kanatlarını açmış kartala benzeyen bina taştan yapılmış olup dış cephesi Marsilya kırmızı tuğlasından ve granit taşından inşa edilmiş. Marsilya’dan gelen kırmızı kiremitler ise artık okulun süsü gibi olmuş. Hava koşullarına ve tüm diğer dış etkenlere karşı dayanıklı olarak yapıldığı için de yıllara meydan okumuş.

3020 metrekarelik bir kullanım alanına sahip olan bina üç katlı olup bir de muhteşem bir manzaraya sahip kuleden oluşur. İstanbul’a ve özellikle Haliç’e nazır bu kuleden şehir seyredilebildiği gibi bir aralar kuleye konan teleskoplarla gökyüzü de keşfe çıkılırmış. Okulun en gösterişli mekanlarından biri olan kulede bir zamanlar astronomi eğitimi veriliyordu.

Okulun en görkemli bölümü hiç şüphe yok ki meşhur tören salonudur. Tavan ve duvar süslemeleri orijinal hallerini korumaktadır. Özellikle duvarlarda Yunan tarih ve edebiyatının meşhur isimlerinin resimleri bulunmaktadır.

Fener Rum Lisesi ve İlköğretim Okulu, bugün Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Azınlık okulları statüsünde diğer resmi okullarla aynı müfredata sahip bir eğitim merkezidir. Resmi okullardan farklı olarak bazı dersler Yunanca anlatılmaktadır. Rum azınlığın giderek azalması nedeniyle öğrenci sayısı azalan okul eğitim ve öğretime halen devam etmektedir.

78 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/682
bottom of page