maviADA
- 30 Mar
maviADAlılar
Genelde Türk ve Dünya kültür tarihinin önemli isimlerini, özelde 2002'den bu yana yolu bir nedenle maviADA'ya düşenleri, YAZARLARI,...
1840
Açlık, öyle bir yaman beladır ki
yedi kat yerin dibine sokar insanı
yedi kat yerin dibi kapkaranlık
sabah yok orda
çünkü merhamet yok
ışığı arayacaksın bir ömür
bir ömür ekmek adına olmayan ışığı
sabahların düşüyle simsiyah tere boğulacaksın
ya bir lokmaya da muhtaç kalırsam korkusu
gündüz düşlerini terk eder kaçarsın hemen
elin katran karası, karartır gözü
sıcak ekmek kokusunu hayal ederken
birden karanlık alır götürür bilinmeze
bilinmezdir kuyunun dibi
hangi zehir tutuşur
hangi karanlık dipten üfler
nefesleri kesen zehir zıkkım gaz
metan metanete fırsat vermez
sinsice teslim alır nefesinden
sualsiz cevapsız bırakır dilleri
karanlık olur önün arkan
güneşi arasın hızla atan zavallı kalbinle
görünmezlere sallarsın kazmayı, küreği
kazma kürek tutamaz birden ellerin
ellerin sıcak ekmeği kavrayıp eve koşan
mutluluğun
senden kaçtı gitti sanırsın
işte öyle perişan
işte öyle rezil rüsva bir hayat
ekmek karşılığı karanlıkta ölüm vaat edilen
oysa ki ne çok istersin dillenmeyi
hem de ağızlar dolusu dillenmeyi
bir dost elinin sırtına dokunmasını
bağıra çağıra güneşi görmeyi
seller sular gibi çoğalıp göğe tırmanmayı
ne çok istersin ölmeden yaşamayı
bir sıcak gülüş uğruna
kan ter içinde dağları delerken
ölmez madenci ışık salınsa gözüne
nefese yol olsa kapkara ter akıttığı yer
meta aracı değil, nefes alan olduğun bir bilinse
oysa ki ölmez durduk yerde kardeşlerimiz
örgütlenmiş sessizlikte gelir alınır canlarını
el vermediğimiz hayatlar düşer sessizce
ve sonra annelerin gözyaşı hiç dinmez
Soma’da Bartın’a sel olur gider kara kan renginde
Comentarios