top of page
Mustafa Eren KARAKAŞ

İthaf




MUSTAFA EREN KARAKAŞ

*

yurt pencerelerinden ölümlerine uçanlar, dört duvarlı zihinlerde delirenler, doğdukları toprağı isteksizce yemek zorunda kalanlar, gerçek evin zamanının takıldığı boğazlar ve çarşafların kuyrukluyıldızının altında ezilen tüy parçalarına



Amerikan çayırına benzeyen Anadolu bozkırında

Walt Whitman gibi hissettiğimi hisseden bir Beatnik ile

bir Parisli ile Etiyopya’da


bana sonsuz kelimeleri yanımda dinleyen kulaklar

bana yeni bir çağ doğurma fırsatı ver

bir kitapçıda üçümüzden daha tatlı ne olabilir kitaplara giren?

bir tanrıya yaraşır zihinlerden daha kutsal


hepsinin sıkıntıdan nerede durduğunu biliyor musun?

ilki doğurdu, ikincisi de doğurdu

o! ayakların kaderini önceden haber veren


çayırda kıskandığım zamanın zevkinde

hayal gücünde kuş cıvıltılarını

gün batımının büyüsünü

dinleyerek kurutur


zamanın tapılası kaslı kolları

herkes başını koyar, ben de birden

yarınki kıyametim olacaksın sen

yorgun kaslı kolları benimkilerin yanında


Barrett gibi bırakıyorsun onları

hiç kilo almıyorsun aynı kalıyorsun

kaşlarını hiç tıraş etmiyorsun

eski zamanları notlar ve mektuplar olarak yazarak

hayalet yüzleri yavaş yavaş seninki gibi

ve hiç parlamıyorsun

19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page