top of page
Gülçin SAHİLLİ

Genç Gülme Dersleri


Tanrıyla tanıştığım ilk gündü. İhtiyacım olmayan bir acıyı satın almaya zorlanmıştım. Annem, yırtıp atmam için başucu kitabını bırakmıştı iki elimin (y)arasına, avucumdan.


Evreni seyrettim. Tüm ekmek ve su krallıklarını… İlk gençlik bu susamış hayvan satırlarıyla başlayabilir mi? Belki, ama benim kemiklerimde diğer ölümlüler gibi yerçekimiyle, adı zaman konmuş bir savaşta yeniliyordu.


Önceleri sıradan bir okul defteriydim. Sonra bir gün uyandım, bir fikrim vardı bir de tarafım. En güldüğüm dersten tek ayaktaydım.


Rengim mi? gri değildim elbet keskin bir rengim vardı. Saçlarım bahar kesiği, uçlarında mayıs dalları… buruk bir sıcak dudaklarımızın arasında, simit ve ayranla bastırılamayan. Şüphe, kendi eziyetimizi inşa ettiğimiz bin göz oda. Kalplerimizi kırmak için yeterince konuşurduk, yorulurduk. Temiz çocuklardık, tüm çocuklar gibi ama artık çocukluğumuzu kabul edemiyorduk. Başka dilde bir tür küfürdü kelime. Nasıl da önemli işler yapıyorduk kesin kurutacaktık büyük bataklığı, bu ancak bizim başarımız olabilirdi. Böylesi günlerden kaç tane tuttuk o köprüde anımsayamıyorum.


Çözülmüş bir ikindi uykusuydu nehre açıldım. Kanamayı öğretti nehir bana, kendi iklimimde kabuk tutmayı, kapanmayı açılmak için bir çiğdem dönüşüne. Öyle derin bir sonraya rast gelir ki gözümde dünyanın büyüdüğü, benim küçüldüğüm gün. Arkadaşlarım kırlangıçlara dönüşmüştü. Bir fabrika sürekli avcı üretiyordu. Bileyli dişleri vardı havanın, içinden geçerken içimi dişliyordu. Ketum bir aynaya rast geldi ilk saçımın beyazı. Şimdi kardeşim babamdan alıyor başucu kitabını şimdi o büyük dünya küçük. Yılların espri anlayışı tek dizi, oğluma gelecek bir gün Tanrısıyla tanışma sırası ve beni görecek bir yol resminde gülümserken. Başkalarının kardeşleri oğulları ve kızları ülkeleri ve zamanı sırtlayacaklar gençliklerine aldanıp, acımasız bir hasatta kambur kalana kadar.


Olmasaydı genç bedenler ve genç yürekler kimi suçlayacaktık can havliyle kendi suçlarımız için kimi yoracaktık ve bıktıracaktık daha başladıkları yerde. Gençlik kolalanmış dev bir yeşil perde her coğrafyada mümkünsüzü başaran, yanmış şeker kokusu var güneşlerinde.


13 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page