top of page
1/2

GELECEK Mİ “GELMEKTE OLAN”

Güncelleme tarihi: 16 Tem 2023

Uğur ÖZIŞIK

*

80 li yılların sonlarıydı. Amerikada basılan Hürriyet gazetesinin konuk yazar köşesinde "Bekleyiş" başlıklı bir yazım yayımlandı. Toplumun hiçbir eylemde bulunmadan kurtarıcı olarak bir adam beklediğini konu eden bir yazıydı.

Yıllar geçti yaşadığımız bu zamanda aynı çaresiz bekleyiş devam etmekte. Genci yaşlısı bir kurtarıcı bekler gibi ,umutsuz, sinmiş ve endişeli bir şekilde, kimi Atatürk, kimi bir mehdi kimi de ne istediğini bilmeden beklemekte.

Bekleyenlerin pek düşünmediği bir konuyu burada söyleyebilirim. Sorunu kendinde görmeyen ve çözümü kendi üretmeyen bir toplum, başına her kim gelirse gelsin, onun güdümünde yaşamaya maalesef mahkûmdur. Bu nedenlerle, sorun politik figür, isim, kişi sorunu değil, sorun kendi kaderini tayin hakkını ve sorumluluğunu eline alamayan bir halkın sorunudur.

Sorumluluğu almadıktan sonra sadece kişiler değişir, belki siyaset güç kazanarak pozisyon değiştirir ama sistem aynı kalır. Sistem aynı olduğu sürece de bizler bu zavallı, bu haksız-hukuksuz, bu renksiz çaresiz filmin figüranları olarak bir şekilde yaşamaya devam ederek gelecek "adam " ı daha çok bekleriz. İşte bu beklenti, bilinç düzeyi ve en önemlisi de kendimize layık bulduğumuz yönetilme biçimiyle bu memlekette olup biteni uzaktan çaresizce izler dururuz! Son günlerde seçim konusu 'baskın bir erken seçim olacak' ifadesiyle dillendiriliyor. 'Mayıs' diyorlar, sebebi belli de neresi erken o belli değil ! Her şey ortada, anketler, araştırmalar ortada…

Örnek, son olarak Sosyoloji Mezunları Derneği'nin araştırma sonuçları yayınlandı.

Buna göre gençlerin yüzde 81,6'sının düşüncesi, mevcut siyasi partilerden memleketin içinde bulunduğu sorunlara çözüm çıkmayacağı yönünde Farklı düşünülebilir mi, 20 yıldır tüm siyasi aktörler ve zihniyet aynı!

Yine aynı araştırma kapsamında gençler umutsuz, gençler mutsuz, "Keşke başka bir ülkede doğmuş olsaydım," diyor ve daha önemlisi geleceğin daha da kötü olacağına inanıyorlar. Haksız olduklarını söyleyebilir miyiz?

Peki bu umutsuzluk ve inançsızlık ortamında yapılacak seçimden nasıl bir sonuç bekliyoruz? Veya bu ortamda yaşanabilecek olası 'felaket senaryoları' karşısında ne şekilde, ne kadar mücadele verebilecek gücümüz ve enerjimiz var?

Başka önemli bir konu da, seçim öncesinde belki de çok hesaba katılmayan ve bahsettiğimiz bu “havayı” dağıtmaya pek yaramayacak bir gerçekliği vurgulamak isterim.

İktidar alternatifi olarak gösterilen Millet İttifakı’ nın bir “stratejiye”, bir iktidar stratejisine sahip olamaması. Strateji ile, önceden belirlenmiş olan bir hedefe ulaşmaya yönelik her bir aşamada revize edilmeye açık bir eylem planının katılımcıların ortak ve tek ses olarak açıklanmasını kastediyorum.

20 yıldır yönetimi elinde tutan Cumhur ittifakı bu anlamıyla seçim kazanma taktiklerini içeren iktidar stratejisine sahip bir yapı iken, onun önümüzdeki seçimlerde esas rakibi ve aynı zamanda iktidar alternatifi addedilen Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin ve bu ittifakın yapıcısı CHP’nin elinde bir iktidar stratejisi değil yalnızca seçim kazanma taktikleri bulunmaktadır.

Bilmem anlatabildim mi?


Etiketler:

54 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


1/682
bottom of page