top of page

Evlat Edinilen Çocuklar

- KÜÇÜK AYŞE’NİN HİKÂYESİ-

Annenin karnında değil yüreğinde büyümek

Meslek hayatım boyunca evlat edinme davalarının bendeki yeri ayrıdır. Her evlat edinme davası kendi içinde ayrı bir hüzün, ayrı bir mutluluk barındırır.


Yaklaşık 15 sene önce bir müvekkilimiz yakınlarının bir çocuğu evlat edinmek istediğini, yardımcı olup olamayacağımı sordu. Kendilerine yardımcı olacağımı söyledim.


Ali ve Fatma büromuza geldiler. Her ikisi de 45 yaşını bitirmiş 25 yıllık evli bir çiftti. Ali dolmuş şoförlüğü yapmakta Fatma ise tekstil işinde çalışıp emekli olmuş birisiydi.25 yıllık evliliklerinde çok istemelerine rağmen çocuk sahibi olamamışlar ve bu nedenle evlat edinme kararı almışlardı.


Ali orta boylu zayıf hafif kırlaşmış saçları olan yüzünde yaşamın kendisine yüklediği sorumlulukların ağırlığını gösteren çizgileri taşıyan bir adamdı. Gülümsemesi bile bu izleri silmiyor aksine derinleşiyordu.


Ayşe ise kocasının aksine hafif toplu, güler yüzlü yılların yorgunluğunu gözlerinde taşımasına rağmen mutlu bir insan görüntüsü çiziyordu.


Ali ve Ayşe ile hukuki durumlarını konuştum ve evlat edinmek istedikleri çocuk ve ailesi hakkında gerekli bilgileri aldım. Yaptığımız görüşme sonucunda evlat edinecekleri çocuğun anne ve babasının avukatlığını üstlenip hukuki işlemlerin sonuçlanması işini üstlenecektim.


Görüşmemizin ertesi günü evlat edinilecek bebeğin olduğu dağ köyüne yola çıktık. Arabayı Ali'nin teyzesinin oğlu olan eski müvekkilimiz Ahmet kullanıyordu. Yol yaklaşık 2 saat kadar sürmüştü. Gittiğimiz aile bir dağ köyünde yaşıyordu. İncecik bir kadın karşıladı bizi. Hani rüzgâr esse kadını uçuracak kadar zayıftı. Yaşı henüz genç olmasına rağmen avurtları çökmüş, gözleri sanki uzakları kucaklar gibi dalgın bakıyordu. Bizi oturtacak bir sandalyeleri yoktu. Adının Emine olduğunu, otuz yaşlarında olup dört çocuk sahibi olduğunu, küçük bebeğin daha 40 günlük olduğunu ve hamileliği çok geç fark etmeleri nedeniyle kürtaj olamadığını söyledi. Ekonomik güçlerinin çocuğu büyütmeye yeterli olmaması sebebiyle, çocuklarının geleceğini kurtarmak amacıyla iyi bir aileye evlatlık vermek istediklerini söyledi. Bebek ile ilgili sadece iyi bakılması dışında bir talepleri yoktu. Çok üzgün olduğu her halinden belliydi.


Evlat edinilecek çocuğun ismini Ayşe koymuşlardı. Emine içeri girip bir bez parçasına sarılı küçük Ayşe’yi getirdi. Ayşe küçücük bir bebekti. Yüzü beslenme bozukluğundan ve soğuktan sarıydı. Üzerinde kıyafet olarak hiçbir şey yoktu sadece eski bir bez parçasına sarılmıştı. Göğsü inip kalkıyor zor nefes alıyordu.


O kadar küçük bir çocuğu o yoksulluk içinde görmek beni çok etkilemişti. Gözlerime hücum eden yaşları tutamıyordum. Gözümden aşağıya akmaya başlamıştı. O güne kadar beni gayet katı biri olarak tanıyan Ahmet ise "Avukat hanım sizin bu kadar duygusal bir insan olduğunuzu hiç tahmin etmemiştim" dedi. Gözyaşlarımı saklamak için arkamı döndüm. "Yok, ağlamıyorum gözüme toz kaçtı. Hava rüzgârlı ya ondandır," dedim.


Daha sonra küçük Ayşe’yi alıp arabaya bindik. Emine ve eşi de notere gitmek için bizimle geldi. Emine ve eşi o kadar zayıftı ki arka koltukta dört kişi hiç sıkışmadan oturdular. Dönüşte onları köylerine bıraktık. Ali ile Fatma manavdan marketten bir şeyler alıp dönüşte evlerine bıraktılar. Emine mahcup olarak kabul etmek istemese de evde bulunan diğer üç çocuğunun akşam ne yiyeceğini düşünerek ses çıkarmadı.


İşlemlerimiz bittikten sonra küçük Ayşe ile köyden ayrılıp geriye döndük. Fatma kucağındaki Ayşe’ye taparcasına sevgi ile bakıyordu. Geriye dönüşümüz akşam saatini bulmuştu. Beni eve bıraktıktan sonra onlar da kendi evlerine gittiler.


Akşam eve geldiğimde çocuklarıma ayrı ayrı sımsıkı sarıldım ve okşadım. Ne kadar şanslı olduklarını düşündüm.


Ali ile Fatma hemen ertesi gün çocuğa bir sürü kıyafet almış ve hemen doktora götürmüştü. Çocuk hem soğuktan hem de beslenememekten dolayı zatürre olmuştu. Ayşe uzunca bir süre doktor tedavisi gördü. Eğer evlat edinilmesiydi, tedavi edilemeyeceği için belki de yaşama şansı kalmayacaktı.


Evlat edinme işlemlerinin bitmesinden sonra Ali ile Fatma başka bir şehre taşındılar. Buna rağmen Ayşe ile ilgili haberleri uzun zaman takip ettim. Mutlu ve huzurlu bir çocukluk geçirdiğini takip ettim. Ama onun ismi her geçtiğinde dağ başında bez içerisinde kendisini aldığımız zaman aklıma gelir ve bir damla yaş yanaklarıma süzülür.


Hem küçük Ayşe’nin hayatı kurtulmuştu, hem de Ali ile Fatma çocuk sahibi olmanın mutluğunu yaşamışlardı. Emine ve eşinden o günden sonra bir daha haber alamadım. Ne yaparlar, akıllarına Ayşe gelir mi hiç bilmiyorum.


Yarınlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımızdan birinin hayatı kurtulmuştu. Ya diğerleri…


Yarınların sahibi çocuklar; umut kelebekleri hep sizlerle olsun…

Semihat Karadağlı



83 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/684
bottom of page