top of page
Esra Odman İYİER

Ernest Hemingway

Güncelleme tarihi: 17 Ağu




Esra Odman İyier

*

 

Edebiyatın bu karizmatik büyük yazarının kötü aşıklarla ilgili bir çok özelliği de taşıdığına inanmak zor. Eşlerinden bir olan Martha Gellhorn evliliklerinin sonuna doğru ünlü bir yazar olan kocası Ernest Hemingway’dan bedensel ve zihinsel kötü muamele gördüğü iddiasıyla olaylı bir biçimde boşanacaktır.


Dev romanları olan, Nobel, Pulitzer ödülleri sahibi, dünya çapında bir romancının aslında kadınlarını nasıl hayal kırıklığına uğrattığını anlatır edebiyatın dedikoduyu seven kimi araştırmacıları.


Doktor bir babayla opera şarkıcısı bir annenin oğlu olarak 21 Temmuz 1899'da Şikago yakınlarında Oak Park'ta dünyaya gelen Hemingway, burada; babası, annesi, dört kızkardeşi, bir hemşire, bir de kadın aşçıdan oluşan kadınlar ordusuyla birlikte yaşıyordu. Doğal olarak evi kadınlar yönetiyordu. Kız kardeş çok olunca, elbise bolluğundan mı bilinmez, annesi, Ernest'e birkaç yıl boyunca kız elbiseleri giydirilmişti.


-Yaralı ve asker Ernest-,



Amerika, tarihinin en büyük ekonomik krizine girince, parasal durumu berbat olan babası 1928 yılında intihar etti.

Ernest Hemingway'in babası gibi, kız kardeşlerinden ikisi ve kendisi de intihar edecektir.


Ernest, 18 yaşında Kansas City Star gazetesinde başladığı eğitimini, I. Dünya Savaşı'nda Kızılhaç örgütüyle birlikte sağlık memuru olarak İtalya'ya gitmek üzere bıraktı. Savaşta ağır bir şekilde yaralanan Hemingway, iyileştikten sonra piyade birliğine gönüllü olarak katıldı. Bu yaralanmayla ölüm korkusuyla tanıştı ve bu bütün yapıtlarının konusu haline geldi.


Hemingway, 1920'de evlendiği Hadley Richardson ile birlikte Toronto Star Weekly gazetesi için dış ülke muhabiri olarak Avrupa yolculuğuna çıktı. Birlikte bir çocuk sahibi oldu ve 1924'te boşandı. İkinci evliliğini gazeteci Pauline Pfeiffer ile yaptı iki çocuktan sonra 1940’ta boşandı. 1921'de Türk-Yunan savaşında savaş muhabiri olarak bulundu. Bir yıl sonra da Mussolini'nin Roma'ya yürüyüşünü anlattı. Amerikalı yazar Gertrude Stein ile arkadaş olunca Hemingway edebiyata yönelmeye heveslendi. Bunun ilk semeresi In Our Times (Zamanımızda, 1924) adlı kısa öykülerden oluşan bir kitaptı.









Hemingway, 1939'da Küba'ya taşındı. Bir yıl sonra gazeteci Martha Gallhorn ile evlendi. Martha Gellhorn İspanyol İçsavaşı sırasında, sevgilisi Ernest Hemingway’ın Madrid’de yaşananlarla ilgili rapor istemesiyle bir anda kendini savaş muhabiri olarak bulur. Bu, onun gazetecilik kariyerinin başlangıcı olacaktır. Böylece Gellhorn kendini, bombalar altında hayatta kalmaya çalışan masum siviller hakkında yazmaya adar. O döneme kadar savaş muhabirliği erkekler tarafından yapılan bir meslekken, Martha’nın korkusuzluğu ve kendini işine adaması onu bu alandaki en önemli isimlerden biri yapar.


Taktikler ve istatistikler üzerine haber yapan meslektaşlarının aksine, o savaşın siviller üzerindeki yıkıcı etkisini yazmaya odaklanır. İspanya İçsavası’yla başlayan, II.Dünya Savaşı, Vietnam Savaşı, daha sonra Guatemala ve Panama’daki Amerikan Savaşları hakkında yazılarının ana teması hep bu olur. Ancak Martha, bu başarının bedelini özel yaşamında çok ağır şekilde öder. Ernest Hemingway ile olan evliliğinin sonuna doğru kötü muameleye maruz kalır ve boşanır. Ama bu boşanma çok çalkantılı bir şekilde gerçekleşir. 20. Yüzyılın en büyük savaş muhabiri olmak için çok çalışan Martha Gelhorn 1998 yılında, 89 yaşında Londra’daki apartman dairesinde hayata veda etti.


Ernest dördüncü evliliğini 1946'da Mary Welsh ile yapar. Yine 1940 yılında For hom the Bell Tolls (Çanlar Kimin İçin Çalıyor) adlı başarılı romanı ortaya çıkar.


Hemingway toplum adına sorumluluk üstlenmeyi kabul ederek, 1942'de Amerikan Deniz Kuvvetlerine girer ve istilâ birliklerinin muhabiri olarak 1944'te Fransa çıkartmasına ve Paris'in kurtuluşuna katılır.


1953'te Pulitzer Ödülünü aldıktan sonra 1954'te Nobel Edebiyat Ödülüne lâyık görülür. Arteriyosklerozlu, tutkulu avcı Hemingway yedi yıl sonra, 2 Temmuz 1961'de, 61 yaşında, Ketchum/Idaho'da kendini avcı tüfeğiyle vurarak yaşamına son verir.


Ernest Hemingway, maço dış görünüşüne uygun şeyler söyleyip öyle de yaşamıştır. Arkadaşlarına, kendisini müthiş bir âşık olarak tanımlardı. Hatta Paris'te, genç bir adamken, Thornton Wilder'a, içindeki arzularının çok fazla olduğunu, libidosunu sakinleştirmek için sık sık ilâç kullandığını da anlatmıştı Bu anlattıkları ailesinden alınan bilgiye ters düşüyordu. Ailesine göre, lise üçe kadar kız arkadaş edinmemişti. Hemingway, her ne kadar öyle değilmiş gibi konuşup davrandıysa da, sıradan ilişkilerle pek arası olmadığı kayıtlara geçmiştir.


Beraber olduğu kadınlara karşı dominant bir erkek olan Hemingway, erkekle kadın arasında ilişkide, yönetimin erkekte olması gerektiğini savunmuştur. Bu düşüncenin temelinde, çocukken, kadınlar tarafından yönetilen bir evde büyümüş olmanın; olgun erkek olduktan sonra çıkan içgüdüsel isyanı olduğu düşünülmektedir. Dört karısından üçü, cinsel hayatlarında onun dominantlığını kabullenmişti. Ne var ki kabul etmeyen biri vardı. Üçüncü karısı Martha Gellhorn.


Hemingway, seyahatlerinden yazdığı mektuplarda, çok değişik kadınlarla aşklar yaşadığını anlatırdı dostlarına. Afrika'ya safariye gittiğinde, siyah kadınlardan bir haremi olduğunu bile yazmıştı örneğin. Hemingway'in kadınlar hakkında olur olmaz yer ve zamanda, gereğinden fazla konuşması, yakın dostlarına onun erkeklikle ilgili bir sorunu olduğunu düşündürmüştü. Bunun yanı sıra, eski hocalarından biri olan Gertrude Stein; Ernest'in içinde, uyuyan bir eşcinsellik taşıdığını ima etmişti.


Hemingway'in müze olan Key West'teki evinde, ziyaretçilerin arasında dolanan 60 kadar kedi yaşıyor şimdilerde. Bu kedilerin yarısının altı parmağı var. Rivayete göre bir deniz kaptanı, Key West'teki ilk yıllarında Hemingway'e altıparmaklı bir kedi vermiş, bu kediler zaman içinde çoğalmışlar…

56 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page