top of page
Yazarın fotoğrafıNurten B. AKSOY

EMEĞE ve ÖZGÜRLÜĞE SELAM OLSUN

Güncelleme tarihi: 29 Nis

Nurten B. AKSOY

*


1960'lı yılların sonu, 70'li yılların başları... okul yılları. İlkbaharı iple çekiyoruz; çünkü ilkbahar, hem bahar hem de tatiller mevsimi. 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs; çocuklar için en güzel günler, neşeyle geçen bayram günleri...


Ben çocukluğumun 1 Mayıslarını hep bahar bayramı olarak hatırlıyorum. Oysa 1 Mayıs, bahar bayramı olduğu kadar aynı zamanda emekçilerin de bayramı. Şöyle bir tarihçesine baktım da ülkemizde İşçi Bayramı ilk olarak 1912 yılında kutlanmış bir gurup işçi tarafından, daha sonra 1923'te yasal olarak işçi bayramı ilan edilmiş 1 Mayıs ama 1925 yılında Takrir-i Sükun kanunu gereği kutlanması yasaklanmış. Uzun yıllar süren bu yasaktan sonra 1935 yılında, 1 Mayıs Bahar ve Çiçek Bayramı ilan edilmiş.


İşte ben, çocukluğumun anılarında hep bu bahar bayramlarını hatırlarım, günler önce planlar yapar, annelerimize yemekler hazırlatır sonra okulca pikniğe giderdik bahar bayramını kutlamak için, ne çok eğlenirdik top oynarken, ip atlarken o temiz çocuk kalplerimizle...


Sonra bizim gençlik yıllarımız, ülkemizin ise ihtilal yılları başladı. İşçi bayramı uzun yıllar sonra 1976 yılında DİSK'in önderliğinde çok geniş bir katılımla Taksim Meydanında kutlandı. Ve ertesi yıl, o kara gün geldi, 1977 yılı 1 Mayısı...


Genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu tam 500 bin kişi işçi bayramını kutlamak için Taksim Meydanında toplandı. Şarkılar, türküler eşliğinde bayramlarını kutlamaya başlamışlardı ki o uğursuz el tetiği çekti ve o bahar çiçeklerinin açtığı, özgürlük şarkılarının söylendiği meydan alt üst oldu, birbirine girdi, panik içinde kaçan insanlar birbirlerini ezdi ne yazık ki ve kan çiçekleri doldurdu o gün o meydanı...tam 34 can yitip gitti ve o bayram günü "Kanlı 1 Mayıs" diye kazındı hafızalara.


O yıl Başbakanlık Arşivinde yeni işe başlamıştım, zor yıllardı, ortalık zaten toz dumandı ve bu olay tuz biber ekmişti yaşananların üstüne. Çalıştığım yer Gülhane Parkının karşısındaydı ve Adli Tıp binası da hemen yanı başımızdaydı. Bu tür olaylarda ölenlerin cenazeleri adli tıpın morguna getirildiği için günlerce- sözüm ona o bayram (!) gününde-ölenlerin cenaze törenlerini izlemiştik gözyaşları içinde. Ne çok güzel insan ölüp gitmişti kutlanamayan bir bayram uğruna (!)


1979 yılı 1 Mayısında bayram kutlaması yapılmaması için sıkıyönetim komutanlığınca İstanbul'da sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Ben de bir gün önce, bir işim nedeniyle Taksim'deydim. 3-4 saat sonra yasak başlayacaktı, her taraf askerlerle, tanklarla ve askeri araçlarla çevrilmişti, korku filmi gibiydi her yer, kimsecikler yoktu ortalarda. O gün o kadar ürkmüş, o kadar üzülmüştüm ki bindiğim otobüste baygınlık geçirmiştim...


Aradan tam 47 yıl geçti, bugün yine 1 Mayıs, İnsanların bayramı gönüllerince kutlaması yine yasak... Yok yok, haksızlık etmeyeyim, sokağa çıkma, toplanma yasağı yok ama emredilen meydanlarda ve emredilen şekilde kutlama koşuluyla... Tüm dünyaya örnek demokrasimizle vapurlar çalışmayacak, bazı metro hatları açılmayacak, meydanlar, yollar kapatılacak belki ve insanlar sokağa çıkmayacak...

Evet aradan geçen 47 yıla rağmen güzel ülkemde hiçbir şey değişmedi galiba.... Değişen sadece iktidarlar ve kolluk kuvvetlerinin giysilerinin rengi... Artık darbeler geride kaldı, sıkıyönetimler yok şimdilerde (!) artık askerler ve o zırhlı tankları yok sokaklarda ama onların yerine insanların canına acımasızca kast eden TOMALAR ve hayran kaldığımız demokrasimizin göz yaşartan biber gazları var. Bir de birilerinin deyişiyle " destan yazan" polislerimiz...


Neyse, her şeye rağmen ülkemin tüm EMEKÇİLERİNİN BAYRAMI KUTLU OLSUN...



63 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

댓글


1/706
bottom of page