top of page
Yazarın fotoğrafıYusuf AKSOY

DEMOKRASİ KAZANMALI

Yusuf Aksoy

*


Türkiye, 14 Mayıs’ta 13. Cumhurbaşkanını ve Milletvekillerini seçmek için sandık başına gitti. 14 Mayıs’taki seçim Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden biriydi. Eksikleri ve son yirmi yıldır da iyice yıpranmış haliyle birlikte laik Cumhuriyetin 100. yıldönümüne sayılı günler kala yüzyılın en önemli seçimiydi demek daha yerinde olur. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle birlikte kazanılmış tüm demokratik hak ve teamüllerin yerini tek adam rejiminin anti demokratik uygulamaları almıştır ve bu uygulamalar aşağıdan yukarıya hayatın her alanına sirayet etmektedir. İşleyen tek hukuk deyim yerindeyse, yandaşlık hukuku, olmaktadır. Milletvekilliği seçim sonuçlarına göre Cumhur İttifakı ülkeyi her yönden içinden çıkılamaz bir hale getirmesine rağmen en fazla milletvekili kazanan ittifak olmuştur. Onu az farkla Millet İttifakı izlemektedir. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci tur kesin sonuçlarını ise şu şekilde açıklamıştır: ”Erdoğan geçerli oyların yüzde 49,52'sini, Kılıçdaroğlu yüzde 44,88'ini, Oğan yüzde 5,17'sini, İnce yüzde 0,43'ünü aldı. Bu sonuçlara göre 12. Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetmiştir. Seçime katılan üç adaydan hiçbiri %50+1 oy çoğunluğunu alamamıştır. Bu durumda Türkiye, 28 Mayıs’ta 13. Cumhurbaşkanlığı II. Tur seçimi için takar sandık başına gitmeye hazırlanmaktadır.


Sıkıyönetim, olağanüstü hal uygulamaları ve darbelerle demokrasi süreci sürekli kesintiye uğrayan Türkiye’de seçimlerin her türlü şaibe altında yapıldığını üzülerek ve öfkelenerek görmekteyiz.Amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olduğu." Makyavelizm öğretisi, Türkiye’de sağ politikanın temel düsturu haline gelmiştir. Son 22 yıl içinde yapılan seçimlerin adil yapılmadığı, yüzlerce şaibeli durumun yaşandığı tüm dünyaca bilinmektedir. Seçimlerin güvenli ve güvenlikli bir ortamdan yoksun yapılıyor olması demokrasiye olan inancı da ister istemez iyiden iyiye zayıflatmıştır.

Her ne kadar toplumun önemli bir kesimi onca maniplasyon ve algı operasyonları dolayımı ile sıradanlaşma, hafıza yitimi, bağıran çağıran iktidar temsilcilerine sempati duyma hali içinde olsa da, kötülüğün sonuçlarıyla sonsuz barış içinde olmayacaktır. Memleketini her türlü çıkar ilişkisinden bağımsız seven çok geniş bir toplum kesimi ise her türden baskıya karşı demokrasi, laiklik, adalet, özgürlük, toplumsal refah ve barış talebinden asla vazgeçmemektedir. Sayılı günler kalan ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekte Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında değildir. İkinci tur seçimi, faşizme doğru kurumsallaşma emareleri taşıyan karanlıkla, kötülükle aydınlık, huzur ve refah içinde bir Türkiye yanlılarının mücadelesidir. Başka bir ifade ile demokrasiden yana olanlarla demokrasi karşıtlarının tarihsel bir mücadelesidir. Bu anlamda Kemal Kılıçdaroğlu toplumun çok önemli kesimin demokrasi sembolidir; demokrasi mücadelesinin temsilcisidir. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun ikinci tur Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması tarihsel bir beklentidir.


Duvar Gazetesinden Barış Avşar’ın ifade ettiği gibi “Hiçbir seçimin sonucunu bir önceki seçim belirlememiştir! Kılıçdaroğlu’nun, kendisine karşı açık ya da gizli işletilen Alevi ve Kürt karşıtı propagandaya rağmen bugüne kadarki seçimlerde muhalefetin cumhurbaşkanı adayı olarak en yüksek oy oranına ulaştığı ve seçimi ikinci tura taşıdığını da unutmamak herhalde önemlidir…” Bu önemin yanında KILIÇDAROĞLU, duruşu ve azmiyle ülke içinde ve ülke dışında tüm aydın ve duyarlı yurttaşlarımızın güvenini kazanmıştır. Birinci tur seçimleri öncesi söylediğim sözleri ikinci tur seçimlerine günler kala tekrarlamakta fayda görüyorum: Seçmen halk kitlelerinin önünde iki seçenek var: Tek adam rejimi ve DEMOKRASİ. Demokrasiye giden tercihin kazanması için hepimize çok iş düşüyor. Bu aynı zamanda bir haysiyet mücadelesi. Ve biz biliyoruz ki, sevgi ve insanlık onuru nefreti ve kötülüğü yenecektir.

KILIÇDAROĞLU için canla başla çalışmak demokrasi için olmazsa olmaz görevimiz olmalıdır.

Nazım ustanın cesaretimizi ve kararlığımızı anlattığı haykırışıyla gece gündüz durmak olmasın:


“O duvar

O duvarınız

Vız gelir bize vız! “


Gereğini yapacağız ve biz kazanacağız; memleket ve hürriyet kazanacak …


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page