top of page
Yazarın fotoğrafıNiyazi UYAR

BİR FOTOĞRAFIN HİKAYESİ

Güncelleme tarihi: 1 gün önce



Niyazi UYAR

*


 

On dokuz yıl onurla görev yaptığım Bornova Anadolu Lisesi’nin her karışını kim bilir kaç sefer arşınlamışımdır?


Okulun giriş kapısından girer girmez, insan kendini başka bir yerde, çağdaş bir cumhuriyette zanneder. Öyle bir okuldur Bornova Anadolu Lisesi. Onun coğrafyası, fiziği, topoğrafyası, havası… Muhteşemdir.


Okulun baş muavini, fikrime değer veren biriydi, bazı konularda ne düşünüyorsun diye sorardı. Benim ruhumda zaten katılımcılık vardır her daim. Liyakatli bir yönetici, kurumunu çalışma arkadaşlarıyla birlikte yönetir. "Ben bilirim, ben böyle istiyorum," diyen yönetici, hiçbir şey bilmeyen, kompleksli biridir.


Bornova Anadolu Lisesi, iki yüz yirmi dönümlük bir alan üzerine kurulmuş müthiş bir eğitim kurumudur. İki yüz yirmi dönümlük alanın içinde tarihi bir köşk ve bir de güvercinlik vardır. Bu eşsiz tabiat parçasını Fransız asıllı Levanten Edmond Giraud'nun okul yapılması koşuluyla bağış yapmıştır. Bu müthiş eğitim kampüsünde, İki büyük binada ve iki barakada derslikler bulunur. Sonra müzik atelyesi, resim atelyesi, konferans salonları, spor salonları, yemekhane, yatakhane, halı saha, basketbol, voleybol sahaları, tören alanı, servis alanı, diğer okullara verilen onlarca dönüm arsa…

Binadan binaya, binadan bahçeye yürümek, bahçeden koruluğu çevreleyen çevre yolunda yürümek bile insanın içini açar.


Yollar… Kesişen, patika, virajlı, asfalt, şose, otoban… Yollar...


Bal’ın yolu, gönül yoludur, özgürlüğe yelken açmış, özgürlük yoludur, bilime açılan sevgi yoludur, insanları ayrımsız kucaklayan Yunusların yoludur… Bal'ın yolları ağaç çitlerle çevrilmiş, adeta sarıp sarmalar sizi... Dutları, ıhlamurları, kızıl çamları, ak çamları, sedirleri. Sonra, bademler, incirler, mersinler, naranciyeler, taflanlar, erikler, serviler, okaliptüsler… Ağaç cennetidir Bal!


Bir gün baş muavini okulun yerleşim planı hazırlamak için yoğun bir çalışma içinde gördüm. Adlar vermeye çalışıyordu yollara, binalara. Merhaba deyip yanına vardım. Önerim dedim:


"Bak şu yola ıhlamurlu yol, şu yola Dutlu yol, şu G Bolka doğru giden yola da Servili yol diyelim," diyerek derse gittim. Aradan bir ay geçtikten sonra yerleşim planı okulun giriş kapısına yakın bir yere dikilmiş gördüm. Baktım, söylediğim adlar, o yollara verilmiş, tarifsiz bir mutluluk duydum.


Bir yıldır bu güzel coğrafyayı, bu bilim yuvasını görmedim, bilseniz ne kadar özledim. Şimdi, elimde çanta ile adını benim koyduğum Ihlamurlu yolda yürürken çekilen bu fotoğrafa bakıyorum: Bu fotoğrafa bakınca Bal özlemimi gideriyorum az da olsa. Bu fotoğrafa bakarak, sevgilisine mektup yazan aşık gibi dile getiriyorum özlemimi.



Şimdi karşımda Ihlamurlu yolda yürürken çekilmiş bu fotoğrafım. Bakın elimde ders notlarım, lacivertli, beyazlı, mavili ekose gömleğim ve üstümde gabardin pantolon... Muhtemeldir, yazlık kıyafete geçildiği günler olmalı, çünkü hemen her daim öğretmen gibi giyinmeye özen gösteririm.


Şimdi karşımda Ihlamurlu yolda yürürken çekilen bu fotoğraf! Ben nereye yürüyorum biliyor musunuz? Yanıtlayayım, benim yolum özgürlük yoludur. Ben Ihlamurlu yolda yürürken, daha çok aşık oluyorum özgürlüğe. Bal’ın özgürlük yollarının ne son baharı ne ilk baharı olur. Her mevsimde başka güzeldir. Hele siz bu yolları, on yılda, yirmi yılda bir yağan karla kaplı iken bir görseniz, hele bir de göğün tamamını zapt edememişse yağmur bulutları… bir de yağmur damlaları güneşin ışığı, altın ışık olup çıkar yamacınıza. İşte o zaman ömrünüze ömür katılır ki, demeyin gitsin!


Şimdi bak lacivertli, beyazlı, mavili ekose gömleğim ve yazlık gabardin pantolonumla güvenle yürürken Ihlamurlu yolda, bir sevgili arkadaşımın objektifiyle ölümsüzleşti bu tablo.

Aman Allah’ım ne güzel yazıp dururken “ölüm,” sözcüğü de nerden soktu da burnunu, girdi cümlelerin arasına?


“Var git ölüm, var git,

Dağa taşa olsun iştahın,

Var git ölüm, var git,

Kıyma bebelere,

Var git ölüm, var git,

Kan içicilere olsun iştahın,

Canilere,

Beş paraya,

Ülkesini satanlara!

 

Bir fotoğrafın hikayesi diye başladığım denememde, nerelere gittim, nelerden bahsettim? Bakmayın siz böyle şeylerden bahsederken bile yüreğimin her köşesinde sevgi çiçekleri tomurcuklanır; sevgi yoludur çünkü benim yolum!


SUPER POSTA:

Yayınlandığı ilk günde 300 ziyaretçiyle kendi dalında bir rekoru kırdı.

363 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/724
bottom of page