top of page
Niyazı UYAR

Ben İstanbul'la Barıştım


İzninizle İstanbullu kardeşlerim, bir İzmirli olarak, hem gözlem, hem duygularımdan faydalanarak, basit bir İstanbul fotoğrafı çekeyim:


Osmanbey’den İstanbul Metrosu’na bindim, istikamet Seyrantepe, ya da Galatasaraylıların ifadesiyle Aslantepe! Amacım, Galatasaray’ın yeni stadına bir gezi yapmaktı. Gezimi güzelleştiren öğrencim Leyla Salti’ye de bu vesileyle teşekkür ederim.


Çekine çekine, yabancı yabancı metro merdivenlerinden inmeye başladım. Metroyu İstanbullularla ilk tanıştıran (Galata- Tünel arasındakini saymazsak) efsane başkan Nurettin Sözen’e de selam olsun.


İnsanların kimi koşturuyor, kimi hızlı adımlarla yürüyor; kimi de hiçbir şeye aldırmadan emekli moduyla oldukça yavaş, oldukça kayıtsız bir yürüyüşle insan trafiğinin akışına mani oluyordu. Bu da Uğurların, Orhanların öfkesini çoğaltıyordu. Uğurlar da fırsat buldu mu, bir omuz atıp geçip gidiyorlardı. Onlar bunu "çarpma" olarak düşünse de bu tam manasıyla, “ne işin var, git evinde otur,” demekti.


6 Mayıs’ta İstanbul’daydım: YSK İstanbul seçimlerinin büyükşehir zarfının iptaline karar vermişti. O gün İstanbul sokaklarının dili insanların ruh halini yansıtıyordu: Yüzler asıktı, kimsenin ağzını bıçak açmıyordu, herkeste bastırılmış, için için derin bir öfke vardı. Bunun kendi iradelerine bir darbe olduğunu düşünüyorlardı besbelli. Nihayet bir seçim yapılmış, bir sonuç tecelli etmişti. Fakat bu tecelli yok sayılarak irade beyanı beğenilmediği için iptal edilmişti.


31 Mart akşamı İstanbul’da bir şeyler oldu, ben de bir şeyler oldu; ben İstanbul ile barıştım. O günden sonra, dedim ki “İstanbul İzmir olacak; bundan sonra her şey çok güzel olacak!”


6 Mayıs’ta Türkiye’de bir şeyler oldu, akıllara ziyan bir şey oldu, mantık kurallarını ters yüz eden, yok canım o kadar da değil, bu kadar da olmaz, sen benimle dalga mı geçiyorsun, güneşin doğudan batması gibi bir şey oldu. Aynı sandığa giren dört oydan biri geçersiz, üçü geçerli sayılmıştı. Aynen bir tencere yemeğin bir tabağının bozulması gibi şey oldu!


1995 de bırakıp bir daha geri dönmem dediğim İstanbul aşkım 23 Haziranda depreşti. 23 Haziranda akıl ve izan da var diyen harika, harikadan da öte bir şey oldu. Güzel insanlar, güzellikleri çoğaltmak için el ele verdiler, karanlıkları aydınlıklarında boğmak için akıl ve mantığı yapacaklarının ortak paydası yaptı!

Geçen ay İstanbul'u bir kez daha ziyaret ettim:


İnsanları daha sempatik, daha umutla bakıyor buldum dünyaya! Bu güzellik beni de heyecanlandırdı, ayıp olmasa, deli demeyeceklerini bilsem; zenci, beyaz, türbanlı, türbansız demeyip tek tek öpecektim! İçimden!“Yaşayın,” diyorum, “siz” diyorum “Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda olağanüstü bir destan yazan asil bir milletin evladısınız, diyorum!


Yanıldın ustam, “ o güzel insanlar, o güzel atlara binip” gitmemişler, onlar buradaymış, yanı başımızdaymış! Onlar senmiş, benmiş; onlar bizmişiz! Onlar her şeye karşın güvenle bakıyor geleceğe, bunca pahalılığa, bunca zamma, bunca zulme rağmen!


Yürüyen merdivenlerin kullanımı başlı başına bir uygarlık emaresi: Merdivenlerin sağ tarafına dizilen insanlar bir nizam içindeler. Sol taraf boş bırakılmış, işi acele olanlar, genç olanlar yürüyüp geçsin diye! İşte medeniyet diyorum, ne güzel; kimse yere tükürmüyor, çer çöp atmıyor! Metro istasyonunda günün havasına uygun olarak sokak müzisyenleri müziklerini icra ederken bir başka güzelliğe de onlar imza atıyor. Kimi gitarı, kimi bağlaması, kimi neyi; kimi de kemanıyla. Gidip görmesem bile hayal edebiliyorum: Burası dünyaca ünlü Moskova metrosu sanki. Yürüyen merdivenlerde nizama aykırı olan durumlarda yok değil hani! Bunlar diyorum, şehrin varoşlarından misafir gelmiş diyorum, ya da başka ülkelerden, az gelişmiş Ortadoğu ülkelerinden gelmiş diyorum. Bu aykırılıklar, kural dışılıklar için “alışacaklar,” diyorum. Eskiden belediye otobüslerinde medeniyet tacirleri bağırırdı: “ Başka İstanbul yok!” Gerçekten başka İstanbul yok!


Eğitim bir anda, bir günde, bir haftada, bir yılda olacak şey değil, eğitim için yılları vermek lazım!

Bak ne güzel yürüyen merdivende sağ tarafa çekilip sol yanı geçiş şeridi olarak boş bırakmış İstanbullular!


10 Ekim 2019 Bayraklı




48 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


1/706
bottom of page