top of page
Yazarın fotoğrafıZeliha AYDOĞMUŞ

AŞKARAYAN

Güncelleme tarihi: 22 Oca 2022

Şenol YAZICI

*

AŞKARAYAN

*

ÖYKÜ / ADA Kitap _ Ekim 2006

İstanbul

*

Oysa "Buzdan Kaleler'den" hemen önce bir çırpıda okuyup bitirmiştim 'AŞKARAYAN'ı''...

Şimdi bir kez daha, yine yeniden...

Birbirinden güzel üç uzun öyküden oluşan kitap ''SES'' adlı öyküyle başlıyor, aşkla ilgili ama bildik aşk öykülerinden başka bir sesle; tema insanın en korktuğu yaşam gerçeği: YALNIZLIK. Belki de hiçbir öyküde karşılaşamayacağınız alçak gönüllülükte bir öykü ismiyle devam ediyor yolculuk; kitap dile geliyor ''BENİM KİMSEM OLSANA'' diyor ve okuyanı yetmişli yılların olaylı günlerinde yaşanan bir aşkın kapısından içeri alıyor.

Üç öykü, üçü de başka başka açılardan baksa da AŞK üzerine. Bir sorgu odası...


Bu arada kitaba adını veren öykü ''AŞKARAYAN'' sabırsız sırasını bekliyor. Aşkarayan'ın bir kuş ismi olduğunu belki de benim gibi buraya kadar kimse bilmiyor. Garip bir şekilde, sanırım geçmiş zamanlara, köy yaşamına özlemle bu bölüm daha çok dikkatimi çekmekle birlikte, konuya bakışı nedeniyle üzerinde konuşulmayı daha çok hak ediyor.


Öykü bir genç kızın aşkı öğrenmesini anlatıyor. Öykünün zamanlaması "mübadeleden önce", çünkü yörede yaşayan Rumlar var. Yani günümüz cinselliği yok kitapta, ama bir şey var derin hissettiren: Erotizm...


Kitabın yazın becerisine, hiç ayağımız tökezlemeden öykünün geçtiği yerleri cümleleri yormadan gezdirişine, hatta mevsimi geçmişti ya okuduğumda; Aşkarayan'daki o iki yavuklunun, gecenin karanlığında koparıp yedikleri salatalığın kokusuna kadar burnumuza getirişine tek söz edecek değilim. Hepsi başım gözüm üstüne...ve fakat diyeceğim tam da burada, az biraz içeriği bakımından, hem de kızın yaşına bakıp, cahilliğine vermeden kendi düşüncelerime yer vereceğim...


'Neydi o kızın ettiği öyle?' demeden edemiyor insan; muhtarda ayrı heyecanlanmalar, Ermeni oğlanın getirdiği portakal çiçekleri miydi, evet evet öyleydi... o oğlanda ayrı heyecanlanmalar. Gerçi her kişinin kendisi gibi, kendisi kadar yaşam anlayışı vardır ama yine de diyeceğini demeden, soracağını sormadan edemiyor insan; 'Olmaz olsun...Bu nasıl aşk, bu nasıl sevgi?' diye.


Ne bileyim işte, belki de ben yanlışımdır ama kendimi bildiğimden beri bendeki hal böyleydi; bir insan sevdi miydi, gözlerine aşkın sürmesi çekildi, gönlüne sırması işlendi miydi, öldür Allah billahi, azıcık da olsa gönlündeki soğumayı geçtim, başkasını gözü bile görmezdi, görmemeliydi.


Dedim ya bu benimle, yaratılışımla ilgili; ona, hani Aşkarayan'daki kıza da yaptıklarını çok görüyor ya da eleştiriyor değilim. Durup düşündüğümde kabul ediyorum, nasıl ki her çiçek kendi kokusuyla var oluyor ve yaşıyor dünyada, insanlar da aynı. Yani farklı farklı düşünüp, farklı farklı hissedip öyle sürdürüyorlar yaşamı...Hele hele sonuçta iyiye güzele ulaştıracaksa deneyimler, mutlaka gerekli...


Buraya kadar sizi öfkelendirmediysem sayın Şenol YAZICI, belki birazdan...tabii bu yaptığımı lütfen bir okuyucunuzun dileği olarak algılayın deyip, sözümü yumuşatarak başlamak istiyorum. Konu ise şu; az önce AŞKARAYAN isimli öykünüzün başkahramanına yönelik eleştirilerde bulunmuş olsam da, diğer iki öyküsüyle birlikte okumaktan çok keyif aldığım bir kitaptı bunu bilmelisiniz. Öyle ki, esas kızla esas oğlanın çeşme başındaki buluşmaları, portakal çiçeklerinin güzelliği, kızımızın tuz çuvalını omuzlayışı, aşkarayan kuşu...daha neler neler ve aman Tanrım dedirten son kısmı, hepsi hala gözümün önünde.

İşte asıl sorun da burada başlıyor...Özlüyoruz efendim, özlüyoruz. Hasretle bu tür içeriği zengin, duygu yüklü, bizi başka dünyalara alıp götüren kitapları yeniden kaleme almanızı bekliyoruz. Gerçi yaşadığımız süreç herkes gibi benim de bildiğim ama yine de insanız... Belki de ülkemiz edebiyatı adına bir kayıp olarak nitelendirdiğimden olsa gerek, gönül arzu ediyor ki bunca yılın birikimine sahip bir yazar, olabildiğince çok yazsın, edebiyat dünyası ile birlikte biz hayranlarını yapıtlarından yoksun bırakmasın.

Ne dersiniz, hadsizlik ediyor, çok şey mi bekliyorum; hem de hayranı olduğum, yetkin bir yazardan?


-''...''


Anlıyorum, ne diyebilirim, haklısınız!


#zeliş /30 Nisan 2021 _ 03:00

34 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentarios


1/706
bottom of page