top of page

555K

Cemal SÜREYA



*

-5 Ayın 5. Günü Saat 5'te Kızılay'da-



"555K" şiirinin hikayesi, 1960 yılında Türkiye'de yaşanan siyasi ve toplumsal olaylara dayanmaktadır.


18 Nisan 1960'ta Demokrat Parti tarafından kurulan Tahkikat Komisyonu, muhalefet ve basın üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla kuruldu.

Bu durum, özellikle üniversitelerde ve çeşitli kurum ve kuruluşlarda protestolara yol açtı.

28 ve 30 Nisan 1960'ta polisle öğrenciler arasında çıkan çatışmalarda iki öğrenci hayatını kaybetti.


Bu olaylar, 5 Mayıs 1960'ta Ankara'da düzenlenen "555K" eylemine zemin hazırladı. Eylemin parolası, "5. ayın 5. günü saat 5'te Kızılay'da" anlamına geliyordu.


Cemal Süreya, bu olaylar sırasında yedek subay olarak görev yaptı ve "555K" adlı şiiri yazdı. Şiir, Papirüs dergisinin ilk sayısında yayımlandı.


555K


Şimdi bursa’da ipek çeken kızlar

Bir karasevda halinde söylemektedir:

Görmeğe alıştığımız nice yazlar

Kimleri alıp götürdüler ama kimleri

Karanfil bıyıklı genç teğmenleri

Ak saçlı profesörleri, öğrencileri

Adları şuramıza işlemektedir

Ah dayanmaz dayanmaz bakmaya gözler

Bir karasevda halinde söylemektedir

Şimdi bursa’da ipek çeken kızlar


Şimdi erzurum’da çift sürenlerin

Geçit vermez kaşlarının altında

Derindir, ıssızdır, korkunçtur gözleri

Sabanın demiri girdikçe toprağa

Hınçlarını gömmektedir içine yerin.

Çünkü millet hayınları ankaralarda

Çünkü izmirlerde, çünkü istanbullarda

Çünkü başka yerlerinde memleketin

Kanına girdiler masum gençlerin

İşte onun için karanlıktır gözleri

Şimdi erzurum’da çift sürenlerin.


Şimdi saat sekizdir başlar gecemiz

Gündüzü kısalttılar geceyi uzattılar

Şimdi acının ve hüznün göklerinde

Umudun yıldızı sarı yıldız mavi yıldız

Uykumuzun bir ucunda bombalar

Bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar

İngiliz usulü piyade tüfekleriyle

İnsanca yaşamanın onuru arasında

Milletcek bir gidip bir geliyoruz

Şimdi saat sekizdir başlar gecemiz


Şimdi ay doğar bulutlar arasından

Kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri

Hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri

Cebren ve hile ile haklarımızı alan

Zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçgen

Biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi

Türküleri duyuyor musunuz nice derin

Yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda

Karanlığı tutuşturup bir köşesinden

Geceyi gündüze çevirenlerin


Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya

Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya

Anamız çay demliyor ya güzel günlere

Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa

Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız

Bu, böyle gidecek demek değil bu işler

Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz

Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını

İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.


(Papirüs, Ağustos 1960)



***


Cemal Süreya’nın, DP iktidarının sonunu hızlandıran 5 Mayıs eylemi için günlüğüne düştüğü şu not, tarihsel bir tanıklığın özlü anlatımıdır:

“Küçük bir olayın, toplumsal planda kökü varsa, birden nasıl büyüyebileceğini gördüm o gün.”



Comentarios


1/385
1/5
bottom of page