555K
- Cemal SÜREYA
- 6 saat önce
- 2 dakikada okunur
Cemal SÜREYA

*
-5 Ayın 5. Günü Saat 5'te Kızılay'da-
"555K" şiirinin hikayesi, 1960 yılında Türkiye'de yaşanan siyasi ve toplumsal olaylara dayanmaktadır.
18 Nisan 1960'ta Demokrat Parti tarafından kurulan Tahkikat Komisyonu, muhalefet ve basın üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla kuruldu.
Bu durum, özellikle üniversitelerde ve çeşitli kurum ve kuruluşlarda protestolara yol açtı.
28 ve 30 Nisan 1960'ta polisle öğrenciler arasında çıkan çatışmalarda iki öğrenci hayatını kaybetti.
Bu olaylar, 5 Mayıs 1960'ta Ankara'da düzenlenen "555K" eylemine zemin hazırladı. Eylemin parolası, "5. ayın 5. günü saat 5'te Kızılay'da" anlamına geliyordu.
Cemal Süreya, bu olaylar sırasında yedek subay olarak görev yaptı ve "555K" adlı şiiri yazdı. Şiir, Papirüs dergisinin ilk sayısında yayımlandı.
555K
Şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
Bir karasevda halinde söylemektedir:
Görmeğe alıştığımız nice yazlar
Kimleri alıp götürdüler ama kimleri
Karanfil bıyıklı genç teğmenleri
Ak saçlı profesörleri, öğrencileri
Adları şuramıza işlemektedir
Ah dayanmaz dayanmaz bakmaya gözler
Bir karasevda halinde söylemektedir
Şimdi bursa’da ipek çeken kızlar
Şimdi erzurum’da çift sürenlerin
Geçit vermez kaşlarının altında
Derindir, ıssızdır, korkunçtur gözleri
Sabanın demiri girdikçe toprağa
Hınçlarını gömmektedir içine yerin.
Çünkü millet hayınları ankaralarda
Çünkü izmirlerde, çünkü istanbullarda
Çünkü başka yerlerinde memleketin
Kanına girdiler masum gençlerin
İşte onun için karanlıktır gözleri
Şimdi erzurum’da çift sürenlerin.
Şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
Gündüzü kısalttılar geceyi uzattılar
Şimdi acının ve hüznün göklerinde
Umudun yıldızı sarı yıldız mavi yıldız
Uykumuzun bir ucunda bombalar
Bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar
İngiliz usulü piyade tüfekleriyle
İnsanca yaşamanın onuru arasında
Milletcek bir gidip bir geliyoruz
Şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
Şimdi ay doğar bulutlar arasından
Kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri
Hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
Cebren ve hile ile haklarımızı alan
Zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
Biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
Türküleri duyuyor musunuz nice derin
Yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
Karanlığı tutuşturup bir köşesinden
Geceyi gündüze çevirenlerin
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere
Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
(Papirüs, Ağustos 1960)
***
Cemal Süreya’nın, DP iktidarının sonunu hızlandıran 5 Mayıs eylemi için günlüğüne düştüğü şu not, tarihsel bir tanıklığın özlü anlatımıdır:
“Küçük bir olayın, toplumsal planda kökü varsa, birden nasıl büyüyebileceğini gördüm o gün.”
Comentarios