top of page
Yazarın fotoğrafımaviADA

68 KUŞAĞI

Güncelleme tarihi: 14 Ara 2021

Doğuş ve Arayış

*

Öner YAĞCI


Bilgi Yayınevi Ankara


Haziran 2021

352 Sayfa

-

Kitapta yer alan otuz sayfalık kaynakça da gösteriyor ki 68 üstüne çok kitap yazılmış, siz bu kitabı yazmaya neden ihtiyaç duydunuz?

Öner YAĞCI-Kaynakçada da görüleceği gibi 68 kuşağı hakkında yüzlerce kitap yayımlandı. Tek tek hepsinin de çeşitli açılardan dünyanın ve ülkemizin dününde bıraktığı izlerin ne olduğunu, bir kuşağın düşünsel ve eylemsel yapısını, gelişimini anlamada önemli katkıları oldu.

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki etkisini bir yana bırakalım bizim ülkemizdeki etkilerini sıradan bir genç olarak çok yakından yaşadım. Cumhuriyetin ilk on yılarında yaşanmış olan aydınlanmanın sonuçlarının bizim 68 kuşağımızda doruk noktasına çıkmış olduğunu kalbi ve aklıyla gören, yaşayan, duyumsayan, algılayan yakın tanıklarından biriyim.

Kuşağın genellikle kahramanlık öykülerine, vur-kıra, küçük gruplara indirgendiğini ya da çeşitli siyasal kümelenmelerin ideolojik çerçevelerine sıkıştırıldığını ve özünden koparıldığını, bütünsel yaklaşımdan uzak, öznel, kişisel, eksik ve eksik olduğu için yanlış olan değerlendirme ve anlatımların zihinleri bulandırdığını gördüm.

Anadolu’nun düşünsel ve eylemsel mirası ve yakın tarihimizin Cumhuriyet aydınlanmasının birikimiydi 68 kuşağını doğuran. Yeni kuşaklara bu gerçeği fısıldamanın bir borç olduğu düşüncesiyle yazdım kitabı.

-Siz o dönemin tanığısınız da... O zaman yarı otobiyografik bir kitap bu.

Evet.

Derdim nesnel ve bütünsel bir tanıklık yapmak olduğu için tipik bir Anadolulu öğrencinin yaşadıklarından yola çıkmanın doğru olduğunu düşündüm. Kendimin ye yakınımdaki arkadaşların düşüncelerinin nasıl oluştuğunu, neleri niçin okuduğumuzu sorguladım kendi kendime. Bu sorunun karşılığı, çalışmamdaki temel kaynakların neler olması gerektiğinin ortaya çıkması oldu. O temel üzerinden, onları yaratan kaynaklar ve sonrasında kuşakla ilgili yazılmış olan kitaplar da listeye girince, kuşağı oluşturan gençlerin neredeyse bütününün ortaklaşa bir dökümü çıktı.

Birtakım duyguların ve düşünüşlerin kendiliğinden değil aktarılanlardan damıtılarak edinildiği gerçeğini olanca çıplaklığıyla gördüm, değerbilirlik olarak da özünü yazmaya çalıştım.


-68’i hangi başat başlıklarda / alanlarda merceğe alıyorsunuz?

Yapmak istediğim Jön Türkler’den Kuvayı Milliye’ye, Köy Enstitüleri’nden 68 Kuşağı’na uzanan düşünsel ve eylemsel birikimin içini doldurmaktı. Bu toplumsal öznelerin tümü yurdun bağımsızlık, kurtuluş ve özgürlüğünün arayışı idiler.

Bu arayışın birikiminin özünü aktarmaya çalıştım. Bunu yaparak bu sevdanın öncüleri “uykusuz” aydınlarını, gençlerini tanımak, tanıtmak istedim.

Her dönemin dünyasını anlamaya çalışmak sorumluluğun gerektirdiği bir tavırdı ve dünyada o yıllarda neler yaşandığını ve bunların ülkemize yansımasını da aktarmak gerekiyordu.

Bu temel yaklaşımla 68 kuşağının elinden düşürmediği “kitaplar”ı, yoğun olarak onları etkileyen dönemin siyasal, kültürel “dergiler”ini, esin kaynakları olan “Atatürk’ün emanetinin ne olduğunu ve tüm bunların üzerine eklenen “Milli demokratik devrim” düşünüşünü, Cumhuriyet’in doğal mirası olarak iç içe yaşadıkları “edebiyatı, sineması, tiyatrosu, müziği” ile önde gelen “gençlik örgütleri”ni ve “önderler”i birer başlık olarak ele almanın uygun olacağını düşündüm.

Bu başlıklara onların doğum yıllarını ve İkinci Dünya Savaşı yıllarından başlayarak 12 Mart’a kadar süren bir tarihsel özet akışı eklemek de uygun olacaktı.


- Jön Türklerden başlatarak Anadolu’daki insanlaşma arayışının kronolojisini nasıl bir düşünce silsilesi hattında, başta hangi aydınlarıyla ortaya koyuyorsunuz?

Mücadele ve direnişle süren Namık Kemal ve Tevfik Fikret’in öncü olarak öne çıktıkları, Mustafa Kemal Atatürk’le doruğa çıkan bir aydınlanma arayışını asıl aldım.

Bu aydınlanma savaşımının meyvesi olan Cumhuriyet’le ortaya çıkan yeni öncülerin yaşamlarını yapıtlarını irdeleyince bu kronolojide başat olan edebiyatçı, hukukçu, gazeteci, müzikçi, siyasetçi, bilim insanı aydınların onurlu geçidini sağlamak zor olmadı doğrusu:

Nâzım Hikmet, Sabahattin Ali, M. Ali Aybar, H. Veldet Velidedeoğlu, Ş. Süreyya Aydemir, M. Cevdet Anday, Bahri Savcı, Muammer Aksoy, Mümtaz Soysal, Cahit Talas, Behice Boran, Sadun Aren, T. Zafer Tunaya, O. Nuri Koçtürk, Uğur Mumcu, Yalçın Küçük, Mustafa Ekmekçi, Doğan Avcıoğlu, Abdi İpekçi, Çetin Altan, İlhan Selçuk, Ruhi Su, Mahzuni, F. Hüsnü Dağlarca, C. Atuf Kansu, Ahmed Arif, Hasan Hüseyin, Metin Demirtaş, Şükran Kurdakul, Demirtaş Ceyhun, Fethi Naci, Attila İlhan, Vedat Günyol, Sabahattin Eyuboğlu, Hasan-Âli Yücel, İ. Hakkı Tonguç, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Fakir Baykurt, Emin Özdemir...

Bunlara Şefik Hüsnü, Reşat Fuat, Hikmet Kıvılcımlı, Mihri Belli gibi sosyalist öncü aydınlarımızı eklediğimizde, -elbette eksiğiyle- 68 kuşağının öncü aydınları ortaya çıkmış oldu.

***

28 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/706
bottom of page