top of page
Aycan AYTORE

“AÇ SANATÇI” ROMANTİZMİ

Güncelleme tarihi: 11 Oca 2022

“AÇ SANATÇI” ROMANTİZMİ


...

Genel olarak etrafta yazarı rahat hissettiren yaratıklar olduğunda onun daha iyi yazdığına inanırım. Yazarın açlıktan ölüyor olması ve üretebilmeye başlamadan önce her şeyin altüst olması gerektiği hakkındaki romantik mite katılmıyorum.


Eğer iyi bir yemeğiniz ve elektrikli daktilonuz varsa daha iyi yazarsınız.


Marguez

*

Andreas'ı bilir misiniz?


Hani kiralık bir odada yarı aç, sefil bir hayat süren, ama yazar olmak isteyen genci. "Aklımızdan başka kaybedecek neyimiz var," diyen gururlu çocuk...


Çok yoksuldur. Birkaç gazetede yayınlanan yazısından aldığı paralarla karnını doyurmaya çalışır. Yazları çoğu zaman parklarda kalır, yazılarını da sokaklarda yazar. Çok aç kaldığı zaman üstündeki eski püskü giysilerini satarak karnını doyurur. Giysi dediğin sonuçta ona da gerekli. Bazen bir çakıltaşını açlığını unuttursun diye ağzında saklar, bazen de parmağını kanatıp kanını emer. Fakat asla ideali olan yazarlıktan vazgeçmez.

Andreas sokaklarda yazarlığı için çok zengin bir malzeme ile karşılaşır. Hiç tanımadığı insanlarla dost olur, onlar hakkında zihninde hayaller kurar. Hayal gücü çok geniştir. Yazma tutkusu ona inanılmaz şeyler düşündürür. Açlığın da etkisiyle sürekli zihnindeki kurgularla gerçeği birbirine karıştırır.


Andreas, yazılarından para kazanamaz, iş bulmak için başvurduğu hiçbir yerden olumlu yanıt alamaz. Yavaş yavaş aç kalmaya başlar. Bu arada kaldığı odasının da kirasını ödeyemez. Çok gururlu olduğu için bu durumdan utanır. Yardım isteyemez, dilenemez.


Zamanla açlık dayanılmayacak hâle gelir. Soğuğun da etkisiyle zihni bulanmaya başlar, yazdıkları kötüleşir.


Sonunda yazarlık hülyalarını geride bırakıp bir gemiye tayfa olarak yazılır ve denize açılır.


Andreas, Nobelli yazar KNUT HAMSUN'un ünlü yapıtı AÇLIK'ın kahramanıdır.


Rivayete göre yazarın hayat hikayesinden derin izler taşır. Elbette yazar gemici olmaz, sonunda başarır. Ne var ki sanki gençliğinde yaşadığı o açlık ve güven duygusu ihtiyacı hiçbir zaman yakasını bırakmaz. 1920 Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasına, o güzel kitaplarına karşın ilerlemiş bir yaşta Naziler’e verdiği desteğin nedenini kimse anlayamaz, ancak bir tür delilik olabileceği gerekçesiyle evine kapatılır, ardından bir psikiyatri kliniğine yatırılır.

Etiketler:

17 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page