top of page
Yazarın fotoğrafıNurten B. AKSOY

BAYRAMI KARŞILARKEN

Güncelleme tarihi: 24 Nis

Nurten B. AKSOY

*


çocuk gönlümde eski bayramların özlemi,

mutlu muyduk, mutsuz muyduk bilemiyorum...

hüzünleri saklardık mendillerin içine, şeker yerine,

ne o buruk lezzeti ne de o mendilleri

artık bulamıyorum...

İlkbahar nisan ayıyla birlikte yavaş yavaş hem ruhumuzu hem bedenimizi ısıtırken bir bayramı daha karşılamaya hazırlanıyoruz. Gökkuşağının tüm renkleriyle açan çiçekler ve pırıl pırıl süzülen güneş ışıkları önce sihirli alemlere götürüp, romantizmin ufuklarında gezdiriyor beni, sonra iki üç gündür esen ılık meltemle ürperen yüreğimi bir bayram arifesinde alıp savuruyor geçmişe... Kendimle baş başa bir yolculuğa yelken açarken, TV'de çalan "Ayrılık yaman kelime" şarkısı eşlik ediyor bir yandan; uzaklara, çok uzaklara, çok eskilere yol alıyorum...

İstanbul'un eski, mütevazı semtlerinden birinde iki katlı, terasındaki çardağı, bahçesindeki kömürlüğü, pencerelerinin önündeki teneke saksılarda açan rengarenk çiçekleriyle şirin mi şirin bir ev... Ve bu evde yaşayan mutlu insanlar... İşte yola koyuldum, bu eve gidiyorum. Hatırını soracağım, özlemle sarılıp koklayacağım sevdiklerimin yanına gidiyorum.

İnsanların henüz "köşe dönmeyi" bilmedikleri, birbirlerini Türk-Kürt, Alevi-Sünni diye ayırmadıkları, alın teriyle kazandıkları helal lokmalarını huzurla yedikleri yıllar... Çocukların bir rugan pabuçla, bir basma elbiseyle en büyük mutluluğu yaşadığı günler ve o günleri yaşayan biz mutlu çocuklar...

Bayramlar bir başka gelir, bir başka yaşanırdı o zamanlar. Günler öncesinden şehri terk edip, tatile kaçma planları değil, ziyaret edilip hatırı sorulacak akrabalar, büyükler düşünülürdü. Şimdiki gibi temizliğe birileri gelmezdi, evin anneleri kendisine yardım eden çocuklarıyla yaparlardı bayram temizliklerini güle oynaya. Pek marifetli anneler baklavalar açarken, o kadar da becerikli olmayanlar revani ya da kalbura bastıyla yetinirlerdi bizim evdeki gibi.

Bayram biz çocuklar için büyük mutluluktu o yıllarda. Çünkü bizler şimdiki çocuklar gibi her istediğinde yeni giysiler alınan, bir dediği iki edilmeyen, ceplerindeki bol harçlıklarla hemen her gün dışarıda yemek yiyen, hiçbir şeyi beğenmeyen şanslı (!) çocuklardan değildik. Bayram bizler için yeni giysi, bol harçlık ve doyuncaya kadar, o çok da sık yiyemediğimiz yemeklerden yemekti. Nasıl sevinmezdik ki bayramın geldiğine...

Oysa şimdilerde bayram denilince; okudukları özel okullara servislerle giden, ceplerindeki asgari ücret (!) kadar harçlıklarıyla gidecekleri tatil köylerinin hayalini kuran bazı çocuklarla, savaş haykırışları ve silahların gölgesinde ya ölen, ya babasız kalıp annelerinin göğsüne saklanan ya da yırtık giysileriyle mahzun mahzun gülümsemeye çalışan çocukların acı çığlıkları geliyor aklıma... Ve keşke diyorum, o gittiğim yolculuktan hiç dönmesem, mümkün olsa da o günlerde kalsam, o günleri sevdiklerimle tekrar tekrar yaşasam... Ama heyhat ki heyhat...

Hepimiz için, tüm çocukların güldüğü; ve onların yüzlerindeki tebessümle de hepimizin ruhunun ferahladığı bir bayram olsun… Herkesin bayram gibi bayramlar yaşayabilmesi ümidiyle... Bayramınız kutlu olsun!



126 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page