top of page
Yazarın fotoğrafımaviADA

Kurtuluş Savaşı

Güncelleme tarihi: 27 Ara 2020



Her insan gibi her milletin, tarihinde hatırlamak istemediği kötü anılar gibi övüneceği anlar vardır. Anadolu Türklerinin tarihinde de Kurtuluş Savaşı, hem kahramanlık, hem derslerle dolu bir yeniden doğuş ve çağ değiştirdikleri bir diriliş hareketidir.


İçinde bunduğumuz 2019, Kurtuluş Savaşının başlamasının yüzüncü yılı sayılıyor. Bu kabule göre Kurtuluş Savaşı 1919 yılında başlamıştır?


Bazıları Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasını bu savaşın başlangıç tarihi olarak kabul ediyor.


Gerçekte Milli Mücadelenin ne zaman başladığı gibi ne zaman bittiği üzerinde de bir çalışma yapmak yerinde olur.


NE ZAMAN BAŞLADI?


Kurtuluş Savaşını başladığını söyleyebileceğimiz başka tarihler de vardır. “Savaş”tan kastedilen iki ordunun karşı karşıya gelip silahlı bir mücadeleye tutuşması olamaz. Savaş, iki milletin bütün güçleriyle vuruşmasıdır ki bunun içine örgütlenmek, propaganda, seferberlik gibi bütün faaliyetler de girer.


Kurtuluş Savaşı’nın hazırlık dönemi, 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan hemen sonra millî örgütlerin kurulmasıyla başlar. Millet, yenilgiyle yaşadığı travmayı çabuk atlatmış ve bunun yerini milletin bağımsızlık ve egemenlik haklarını savunmak için örgütlenme ve psikolojik hazırlık dönemi başlamıştır. İzmir Müdafaai Hukuku Osmaniye Cemiyeti (6 Kasım 1918)Trakya Paşaeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti (1 veya 2 Aralık 1918), Vilayatı Şarkiye Müdafaai Hukuk Cemiyeti (4 Aralık 1918), Kilikyalılar Cemiyeti (20 Aralık 1918), Trabzon Muhafazai Hukuku Milliye Cemiyeti 25 Ocak 1919) tarihlerinde kurulmuştur. Bu örgütlenmelerin en önemlisi 29 Kasım 1918’de İstanbul’da Millî Kongre’nin kuruluşudur. 50 parti ve derneğin bir araya geldiği bu platform, ilk kongresini 6 Aralık 1918’de 62 kuruluşun katılımıyla yaptı ve bildirisiyle programını yayınladı. Milli Kongre, bütün millî kuvvetlerini birleştirmeyi, milletin hak ve çıkarlarını elde etmeyi, Milletler Cemiyetine hür ve bağımsız bir millet olarak girmeyi, basında dayanışmayı, ülkedeki milletler arasında uyuşma ve dostluk kurulamasını hedefliyordu.


Birçok tarihçi, Yunanlıların İzmir’i işgal ettiği 15 Mayıs 1919’u haklı olarak Kurtuluş Savaşının başlangıcı olarak kabul ediyor. Gerçekten de bu işgal bütün milletin deyim yerindeyse tüylerini diken diken etmiş, silahlı işgalin ancak silahla def edileceği görüşünü güçlendirmiş ve İzmir arkalarında silahlı Kuvayı Milliye’nin kurulmasına neden olmuştur.


Bununla birlikte Kurtuluş Savaşı’nın ilk siyasi programının 21-22 Haziran 1919’da Amasya’da hazırlanıp ilan edildiğini görüyoruz. Batı Anadolu’da toplanan kongreler, 23 Temmuz Erzurum ve 4 Eylül 1919 Sivas Kongreleri bu programın hayata geçirilişinden ibarettir. Sivas Kongresi ayrıca, ülkede ikili bir iktidara geçirilişinin de ifadesidir.


SAVAŞ NE ZAMAN SONA ERDİ?


Kurtuluş Savaşı’nın ne zaman başladığı gibi ne zaman sona erdiği üzerinde de görüş birliği yoktur. Bu tarih genel olarak İzmir’in kurtarıldığı 9 Eylül 1922 olarak kabul edilmiş olmakla birlikte o tarihte Ordu harekâta devam etmekteydi ve Bursa 10 Eylül’de kurtarılmıştır. Yunanlıların kıyılardan çekilmesi birkaç gün daha sürmüştür.


Birinci Dünya Savaşı’nın bitişi nasıl Mondros gibi bir ateşkes anlaşmasına bağlanıyorsa, Kurtuluş Savaşı’nın da başka bir ateşkes anlaşmasıyla bittiğini kabul etmek yanlış olmaz. Bu 11 Ekim 1922’de Mudanya’da imzalanmıştır. Bu anlaşma gereğince Yunan işgali altındaki Trakya’nın boşaltılarak Türkiye’ye katılması Kasım 1922 sonlarını bulmuştur. (En son teslim alınman Lalapaşa 29 Kasım 1922)


Kurtuluş Savaşı’nı teorik olarak Lozan’ın imzalanmasına kadar (24 Temmuz 1923), hatta Müttefik askerlerinin İstanbul’u terk ettiği tarih olan 2 Ekim 1923’e kadar uzatmak mümkün ise de Mudanya’dan sonra ordu terhis edilmeye başlanarak barış evresine geçilmişti.


Bu görüşler ışığında 4 ciltlik Kurtuluş Savaşı Günlüğü’nü 30 Ekim 1918’den başlattım ve Lozan’ın açıldığı tarih olan 20 Kasım 1922’de bitirdim. Bu yaklaşık dört yıllık sürede içeride ve dışarıda Türkiye ile ilgili gelişmeler, kongreler, bildiriler, mitingler, Meclis görüşmeleri, basın hayatı, işçi, gençlik, kadın hareketleri, iç savaş, siyasi çatışmalar, diplomasi ve silahlı mücadele Kurtuluş Savaşının olayları içinde sayılır.


Kurtuluş Savaşının yüzüncü yıl anmaları, çok söylenmiş tarih sıralaması ve hamasi söylemler yerine, onun dünya ve Türkiye tarihindeki yeri ve bıraktığı miras ve günümüze hangi açılardan ışık tuttuğu noktalara odaklanmalıdır.


Ben önümüzdeki günlerde böyle bazı denemelerde bulunacağım. (28 Nisan 2019)

24 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page