top of page
Yazarın fotoğrafımaviADA

Botan Yöresinde Bir Hafta; CİZRE

Güncelleme tarihi: 8 Ara 2020

CİZRE

Bu yıla kadar, her biri başka özellikler taşıyan güzel ülkemizde ayak basmadığım üç il merkezi vardı. Siirt, Şırnak ve Osmaniye. 9-15 Nisan 2019 tarihleri arasında bunlardan Şırnak ve Bitlis’i, onların bazı ilçe ve beldelerini ilk kez, Batman’ı ise yeniden görüp gezdim. Oralarda, beni konuk eden, gezdiren, yedirip içiren dostlar buldum. Karlı dağlarını biraz merak, biraz ürkerek seyrettim. Bilmediğim dillerden konuşmalar duydum. Çarşılarında alçak peykelere oturup tazelenen çayları yudumladım.


Botan, Bitlis dağ eteklerinden doğup Batıya doğru akarak suyunu Dicle’ye katan bir çayın adı. Yöreye, eskiden Cizre’ye, insanlara da adını vermiş. Çeşitli efsanelere konu olmuş, hırçın bir yöre. Gezip görmek, öğrenmekten başka hiçbir amacım yoktu. Epeydir niyetli olduğum halde yanlış anlamalara meydan vermemek için gezimi yerel seçimlerden sonraya ertelemiştim.


Oralarda hiç tanıdığım yoktu. Ama ne gam? Gezilerimden bilirim ki, istersen her yerde kendine dost bulabilirsin. Eşim, milletvekilliği sırasında oralara gitmişti. CHP’li yöneticilerden tanıdıkları vardı. Onlardan Şırnak ve Siirt CHP il başkanlarına ulaştı. Benim yöreye bir gezi yapmak istediğimi söyleyerek benimle ilgilenip ilgilenemeyeceklerini sordu. Her ikisi de İstanbul Belediye Seçimlerinde sandıkların korumak amacıyla İstanbul’daydılar. Fakat oradan bazı telefonlar verdiler. Hiçbir sıfatı ve görevi olmayan biri, gittiği yerlerde nasıl karşılanırdı? Eşim beni “Yazar” diye tanıtmış. Oralarda hiç kimsenin hiçbir kitabımı okumadığını tahmin ettiğim için bunu pek içime sindiremesem de kabullendim. Yanıma ilgililere armağan etmek için 10-15 kitabımdan da aldım. Beni “Yazar ve eski milletvekili eşi” olarak tanıttılar…


KADİM BİR UYGARLIK KENTİ CİZRE


İzmir Kitap Fuarı’ndan döndüğümün ertesi günü, Esenboğa Havaalanından, uzak bir yolculuk yapacak kuşlar gibi havalanıp 9 Mart Salı günü akşamüzeri Şırnak Havaalanına ulaştığımda beni Cizre CHP İlçe örgütün başkanı Kemal Cingü ve yardımcısı Ali Erikli bekliyordu. Arabalarına alıp mütevazı ilçe örgütüne götürdüler, hoş geldin çayını sundular. Sonra hava kararmadan bu kadim kenti tanımaya çıktık.


Cizre, Arapçada “Ada” demekmiş. Halkın tamamı Kürt olan ve şimdi 180.000 nüfusa ulaşan Cizre, gerçekten de Dicle’nin ortasında kalan bir ada imiş. Kervanlar, Dicle üzerindeki bir köprüden geçip kente girermiş. Sonra nehrin o yanının ayağını şehirden kesmişler. Cizre de ada olmaktan kurtulmuş. Doğu Anadolu’nun kıraç dağlarından toprakları eritip suyuna katan Dicle, Cizre’den başlayarak bir süre Türkiye-Suriye sınırı boyunca akıp Irak topraklarında yolculuğuna devam ediyor. 13. Yüzyıl Artuklu yapımı olan altı kemerli 114 metre uzunluktaki Desti Ahabin köprüsü ise altından su geçmeksizin yerinde duruyor. Nehrin öteki yanına eskiden sallarla geçilirken şimdi uzun bir köprü o tarafa taşmış olan kentin iki yakasını birleştiriyor.


Cizre’nin kent duvarları kısmen ayakta. Sur içindeki yapılardan biri, şimdi il özel idaresine devredilmiş iki katlı Hamidiye Alayları yönetim binası. 1155 yapımı kiliseden çevrilme Ulu Cami, 1568 yapımı Cizre Azizan Emiri Hanşerif olarak anılan Şeref bin Bedreddin tarafından yaptırılan Kırmızı Medrese, Hazreti Nuh Külliyesi ve sürpriz: düşünür, şair, bilim insanı Cezeri’nin mezarı. Bu topraklarda kimler yetişmiş!


Bütün bunlar, Cizre’ye bir Ortaçağ kimliği kazandırmış. Burada herkes, Nuh’un gemisi efsanesine inanıyor. Gemi Cudi dağına oturmuş ve Nuh Cizre’yi kışlak olarak kullanılıyormuş! Anlattıklarına göre Cizre yazın cehennem gibi sıcak olurmuş, halk daha serin çevre ilçelere taşınırmış. Cizre'nin cadde ve sokaklarında gezen kadınların önemli bir kısmı çarşaflı. Çarşafın altına giyindikleri tülbendi burunlarının üstüne de çekiyorlar. Bu ilçe merkezinde süre gelen bir gelenek. Başka yerlerde yok.


CHP’LİLERİN CESARETİ ARTMIŞ


Önceki yerel seçimlerde yalnız 284 oy alan CHP, bu seçimde oylarını 1.355’e çıkarmış. HDP’nin 36.000, AKP’nin 8.500 oyuna karşılık CHP’nin aldığı oy devede kulak ise de CHP yöneticileri bundan büyük bir sevinç duyuyorlar. Cesaretleri artmış. Hatta ilçe binası için daha modern bir yer de tutmuşlar, akşama sabaha taşınacaklardı. Kenti Kayyumdan alan HDP Belediye Başkanıyla görüşmek istediysem de telefona yanıt alınamadı.


Akşam nerede konaklamalı? Öğretmenevi dolu imiş. CHP ilçe başkanı beni evlerinde konuk etmek istediklerini söyleyince buna itiraz etmedim. En iyi dostluklar otellerde değil, ev ortamlarında kurulur. Kemal Bey’in Türkçe bilmeyen eşinin hazırladığı nefis yemekleri yer sofrasında yiyoruz. Ertesi gün olan 10 Nisan’da, kentte bir tur atıyor, Dicle kıyısında yazlık çay bahçelerinden birine oturup yanımıza gelen üç gençle sohbet ediyoruz. Öğleden sonra minibüsle 44 km. yukarıda olan Şırnak’a hareket ediyorum. (Ankara, 16 Nisan 2019)

26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page