top of page
Nazım Hikmet Ran

Henüz Vakit Varken Gülüm





Nazım HİKMET

*


Henüz vakit varken, gülüm Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken gülüm, yüreğim dalındayken henüz, ben bir gece, şu mayıs gecelerinden biri Volter rıhtımında dayayıp seni duvara öpmeliyim ağzından

sonra dönüp yüzümüzü Notrdam'a çiçeğini seyretmeliyiz onun, birden bana sarılmalısın, gülüm, korkudan, hayretten, sevinçten ve de sessiz sessiz ağlamalısın, yıldızlar da çiselemeli, incecikten bir yağmurla karışarak.

Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu mayıs gecesi rıhtımdan geçmeliyiz söğütlerin altından, gülüm, ıslak salkım söğütlerin.

Paris'in en güzel bir çift sözünü söylemeliyim sana, en güzel, en yalansız, sonra da ıslıkla bir şey çalarak gebermeliyim bahtiyarlıktan ve insanlara inanmalıyız.

Yukarda taştan evler, girintisiz, çıkıntısız, birbirine bitişik ve duvarları ayışığından ve dimdik pencereleri ayakta uyukluyor ve karşı yakada Luvr aydınlanmış ışıklarla aydınlanmış bizim için billur sarayımız...

Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm, yüreğim dalındayken henüz, şu mayıs gecesi rıhtımda, depolarda kırmızı varillere oturmalıyız. karşıda karanlığa giren kanal. bir şat geçiyor, selamlıyalım gülüm, geçen sarı kamaralı şatı selamlıyalım. Belçika'ya mı yolu, Hollanda'ya mı? Kamaranın kapısında ak önlüklü bir kadın tatlı tatlı gülümsüyor.

Henüz vakit varken, gülüm, Paris yanıp yıkılmadan, henüz vakit varken, gülüm... Parisliler, Parisliler, Paris yanıp yıkılmasın...

NAZIM HİKMET

20 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page