Eğitim Sistemsizliği
- maviADA
- 16 Ara 2018
- 5 dakikada okunur

Türkiye Muasır Medeniyet Seviyesinin Üstüne, Eğitim Sistemsizliği Yüzünden Ulaşamadı!
DESAM mütevelli heyet üyeleri ve yönetim kurulu ile davetli düşünce kuruluşlarının murahhas üyelerinin, akademisyenler, uzman eğitimciler ve iş insanlarının iştirakiyle gerçekleşen toplantının kapanış/sonuç oturumunda konuşan DESAM Başkanı Gürkan Avcı, “İlkel, kaba ve yapboz bir milli eğitim vizyonumuz olduğu için büyük devlet ve muasır millet olma parametrelerini bir türlü yakalayamadık. Ehil ve liyakat sahibi şahıslar yerine torpilli, fanatik partili-ideolojik kişileri iş başına getirdiğimiz için eğitimde ciddi miktarda vakit ve kan kaybettik. Türkiye’nin eğitimde deneme yanılma politikası gütme lüksü artık kalmadı. Yapılacak her hatalı reformun yüz yıla bedel etkisi olacak ve vahim sonuçlar doğuracaktır. Önümüzdeki iki-üç yılda atacağımız adımlar Türkiye’nin yüz yılın kalanında nerede olacağını belirleyecektir” dedi.
Türkiye’nin eğitimde büyük hüsran ve başarısızlıklar yaşadığını; kişi başı 10 bin dolarlık ekonomiden 20 bin dolara doğru bir başarı destanı yazılacaksa bunun ancak eğitim sistemini yüzyıla taşıyarak, 20 milyon öğrenciyi ve 1 milyonluk eğitimci ordusunu yanına alarak mümkün olabileceğini kaydeden Gürkan Avcı, şunları söyledi;
DERS SAATLERİ VE TATİL SÜRELERİ KISALTILMALI, SINAV VE ÖDEV SAYISI AZALTILMALIDIR
Türkiye eğitim sistemini ve sosyal politikalarını reel politikle dönüştürerek Milli Eğitim Bakanlığını yetenek kuluçka makinasına çevirebilir. Türkiye bilimsel, tamamen parasız, demokratik, özgün ve sofistike bir eğitim sistemiyle dünyanın en ünlü ve saygın ekonomisini yaratabilir. Türkiye eğitim reformlarına işin mutfağında başlayarak hem ders saatlerini ve tatil sürelerini kısaltmalı hem de sınav ve ödev sayısını azaltmalıdır.
BİR İŞ ADAMININ ÇOCUĞUYLA İŞÇİNİN ÇOCUĞU AYNI OKULDA OKUR HALE GELMELİDİR
Okullarımızın eğitim kalite standardını eşitleyerek bir iş adamının çocuğu ile bir işçinin çocuğunu aynı sınıfta yan yana okur hale getirmeliyiz.Herkes için eşit ve adil eğitim fırsatları yaratmalıyız. Ayağı yere basan yenilikçi reformlar yaparak gençliğin değişim ruhunu güçlendirerek başarıya hedeflemeliyiz.
YARDIMCI DERS KİTAPLARI VE OKUL YEMEĞİ DE ÜCRETSİZ VERİLMELİDİR
Ücretsiz ders kitabı, okul sütü gibi başarılı politikalar geliştirilip yaygınlaştırılarak tüm yardımcı ders kitapları, eğitim kırtasiyesi ve takviye dershaneleri de ücretsiz bir şekilde sunmalıyız. Okul kantin ve kafeteryalarında sağlıklı yemekler ve taze meyve ücretsiz bir şekilde her çocuğumuza ikram edilmelidir.
HER OKULDA HEMŞİRE, DOKTOR, PEDAGOG, PSİKOLOG İSTİHDAM EDİLMELİDİR
Her okulda birer uzman hemşire/doktor/pedagog/psikolog dönüşümlü olarak istihdam edilmeli; her türlü sağlık sorunlarına, ruhsal, zihinsel ve bedensel gelişim geriliklerine yönelik ciddi bir takip ve rehberlik hizmeti verilmelidir. Çünkü okullarda çocuklar arasında yaşanan sosyal yoksulluk/yoksunluk, imkânlara ulaşmada eşitsizlik ve temel hizmetlerin yetersizliği eğitim sisteminin verim ve başarısını çökerten en güçlü etkenlerdir.
HER ÇOCUK HAYATA EŞİT BAŞLAMALIDIR
Kaliteli eğitime sadece parası olanlar ulaşabiliyor. Türkiye’de doğan her çocuk mensubu olduğu sosyal ve siyasal sınıfından bağımsız olarak hayata eşit başlamalı ve eğitim hayatının sonuna kadar bu eşitlik kesinlikle sağlanmalıdır. Bu sağlanamaz ise, gençlerimiz dünyadaki diğer akranları karşısında bireysel benlik ve bağımsızlıklarını geliştiremez; vatandaşı oldukları ülkesine, içinde yaşadıkları milletine; aile, okul ve evlilik gibi temel kurumlarına duydukları bağlılıkta dengesizlik ve hayata dair yaygın bir memnuniyetsizlik yaşamaya devam ederler.
ÖĞRETMENLİK EN SEÇKİN VE SAYGIN MESLEK HALİNE GETİRİLMELİDİR
Ardından en çağcıl bir mesleki formasyon ve mükemmel bir üniversite eğitimiyle çok özel ve çok özgün milli bir öğretmen yetiştirme politikası hayata geçirmelidir. Ülkemizin en yetenekli ve zeki gençleri tıp, hukuk, mühendislik eğitimi yerine öğretmenlik mesleğini büyük bir aşk ve idealle tercih eder hale getirilmelidir.
2023, 2053, 2071 MİLLİ HEDEFLERİ BAŞARILI BİR MİLLİ EĞİTİMLE MÜMKÜN OLUR
Türkiye zorunlu eğitim sürecini böylesi bir eşitlik ve sosyal şefkat kapsayıcılığıyla taçlandırmalıdır. Türkiye böyle bir eğitim sistemiyle gerçek bir diriliş ve kutlu bir devrime ancak sahne olur. İşte o zaman herkes ülkesi için elini taşın altına hakikatle koyar ve yardıma koşar.
Güçlü, dirençli ve başarılı bir millet, özgür, müreffeh ve bağımsız bir devlet böylesi bir eğitim sisteminin inşasıyla ve böylesi bir insan sermayesinin ihyasıyla mümkün olur. Bu sayede hızlı ve derinlikli bir sistemsel dönüşüm gerçekleştirerek dünya liderliğine koşar adımlarla gideriz. Tüm medeni göstergelerde dünya sıralamalarının tepesinde yer alır, dünyadaki yoksulluğun, açlığın, savaşın önüne geçerek sorumluluk alan necip bir millet, saygın ve lokomotif bir devlet o zaman olabiliriz. Eğitimde önceliğimiz bunlar olmalıdır.
Çağdaş, demokratik ve özgün bir milli bir eğitim sisteminin inşasını sağlamadan talip olunan 2023, 2053 ve 2071 gibi milli hedefleri yakalamak ve korumak mümkün değildir. Yoksa Türkiye'nin var olan stratejik avantajları da riske girer. Fatih projesi başta olmak üzere bir çok eğitim politikasındaki ölçüsüz devlet müsriflikleri eğitim vizyon kapasitemizi sürekli geriye götürmektedir.