top of page
Yazarın fotoğrafımaviADA

GÜNEŞ DOĞUYOR

Güncelleme tarihi: 28 Ara 2021


Düşünceleri ve şiirleriyle İranlı kadınları olduğu kadar, baskıcı rejimlerde yaşayan diğer kadınları da etkileyen Füruğ Ferruhzad’ın kadınların sorunlarını ele aldığı şiirleri ve fikirleri şiddetli tartışmalara neden olur. Kısa süren yaşamı boyunca İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirir.


GÜNEŞ DOĞUYOR

Bak nasıl içinde gözlerimin

Eriyor damla damla keder

Karanlık ve isyancı gölgem nasıl

Tutsağı oluyor güneşin

Bak

Yok oluyor tüm varlığım ve beni

İçine alıyor bir kıvılcım

Fırlatıyor taa doruklara

Bak nasıl

Sayısız yıldızla

Doluyor gökyüzüm benim

Uzaklardan geldin sen ve uzaklardan

Ve kokular ve ışıklar ülkesinden

Şimdi bir teknedeyim seninle birlikte

Fildişi, bulut ve kristal

Götür beni ey yüreğimi okşayan umudum

Götür şiirlerin ve coşkuların kentine

Yıldızlarla dolu bir yol, beni götürdüğün

Çıkardığın yer yıldızlardan da yüksek

Bak

Nasıl yandım ben bu yıldızlarla

Ateşli yıldızlarla doldum ağzıma kadar

Durgun sularından gecenin saf ve kırmızı balıklar gibi

Yıldızlar topladım

Eskiden ne kadar uzaktı toprak

Gökyüzünün mor köşelerine

Yeniden duyuyorum şimdi

Senin sesini

Karlı kanatlarının sesini meleklerin

Bak nerelere ulaştım sonunda ben

Samanyoluna, ölümsüzlüğe, bir sonsuzluğa

Birlikte çıktığımız doruklarda şimdi

Yıka beni dalgaların şarabıyla

İpeğine sar beni öpüşlerinin

İşte beni yeniden bitmeyen gecelerde

Bırakma artık beni

Beni yıldızlardan ayırma

Bak tam karşımızda gecenin mumu

Damla damla nasıl eriyor

Nasıl doluyor ağzına kadar uyku şarabıyla

Gözlerimin simsiyah kadehi

Senin ninnilerini dinlerken

Ve bak nasıl

Şiirlerimin beşiğine

Sen doğuyorsun, güneş doğuyor...

Füruğ Ferruhzad

(Türkçesi: Onat Kutlar-Celal Hosrovşahi)

*

5 Ocak 1935'te Tahran'da dünyaya gelen Furuğ Ferruhzad, mahalle mektebinde 9. sınıfa kadar okuduktan sonra kız sanat okuluna gider. Burada resim, dikiş-nakış ve el sanatları öğrenir. Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına geldiğinde Perviz Şapur ile evlenir. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz'da devam eder. Bir yıl sonra tek çocuğu olan Kāmyār dünyaya gelir Evliliğinden iki yıl sonra 1954 yılında eşinden ayrılan Füruğ, mahkemenin Kāmyār'ın velayetini babasına vermesinden sonra oğlunu bir daha göremez.


Eşinden ayrıldıktan sonra yaşamını yazarlık, gazetelerde editörlük yaparak kazanmaya başlayan Füruğ, İbrahim Gülistan’la tanışır ve sinemacılığa başlar Sinemada oyunculuk, senaristlik, kameramanlık, yönetmen yardımcılığı, dublaj, montaj ve yaratıcı film editörlüğü yapar. 1962 yılında yaptığı belgesel filmi o yıl İtalya’da Belgesel Filimler Festivalinde birincilik kazanır. 1963 yılında yaptığı “Kara Ev” filmi, Almanya'da düzenlenen Ober Havzen Film Festivalinde en iyi film ödülünü alır.


Düşünceleri ve şiirleriyle İranlı kadınları olduğu kadar, baskıcı rejimlerde yaşayan diğer kadınları da etkileyen Füruğ Ferruhzad’ın kadınların sorunlarını ele aldığı şiirleri ve fikirleri şiddetli tartışmalara neden olur. Kısa süren yaşamı boyunca İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirir. Kadınların daha iyi koşullarda bir yaşama kavuşmasını ve medeni haklar elde etmesini savunur. Şair, Şah Döneminin despotluğuna da karşı çıkar, bazı şiirleri kimi zaman erotik bulunduğu için de sürekli eleştirilere maruz kalır.


13 Şubat 1967'de geçirdiği bir trafik kazasında yaşamını yitiren Ferruhzad ile ilgili, birisi Unesco diğeri Bernardo Bertolicci tarafından olmak üzere1962 yılında iki belgesel film hazırlanır ve yayınlanır.


Çağımız İran şiirinin önde gelen kadın yazarlarından olan Furuğ Ferruhzad ilk şiirlerini İlkokulu bitirdiği yıllarda yazar. Gazel türü bu şiirlerin ardından İlk şiir kitabı “Tutsak”, bir yıl sonra da kocası Pervez Şapur’a ithaf ettiği “Duvar” adlı kitapları yayınlanır. "Yeniden Doğuş" adlı kitabıyla şiirinde zirveye ulaşan Ferruhzad’ın şiirleri ölümünden sonra” Soğuk Mevsim” adı altında bir kitapta toplanır.


DERLEME: Bengi Su Akarca

214 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page