top of page
Yazarın fotoğrafıNurten B. AKSOY

Cemre İle Başlayan Bahar Yolculuğu…

Güncelleme tarihi: 3 gün önce

Nurten B. AKSOY

*


Çok uzun süren karanlık ve soğuk kış günlerini geride bırakmaya başladık. Onca yağmur, kar ve fırtınanın ardından özlediğimiz güneş yavaştan sıcacık yüzünü göstermeye başladı. Elimizi, sırtımızı çok ısıtamasa da en azından yüreğimizi ısıtıyor. Çünkü baharın müjdecisi ilk cemre düştü… Her ne kadar “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişse de atalarımız biliyoruz ki cemreler düştükçe havaya, suya, toprağa her yer ısınacak ve bahar gelecek. Peki çok sevdiğimiz için çocuklarımıza ad olarak verdiğimiz, özlemle beklediğimiz, baharın müjdecisi “cemre” neymiş bakalım…

Bekle!

Gök ılınır, toprak ılınır, su ılınır...

Hep sürmez bu zemheri,

Düşer cemre…

(Şenol Yazıcı)


Cemre; Türk kültüründe yer etmiş, doğanın canlanmasını ve baharın gelişini müjdeleyen, havaların ısınacağını haber veren, halk arasında çok yaygın olan bir kavramdır.


Damlardaki kar, saçaklardaki buz,

Kanı kaynayan suya dar geliyor.

Haberin var mı, oluklardan

Akan su sesinde bahar geliyor…

(Cahit Sıtkı)


Kış mevsiminin son günlerinde başlayıp, ilkbahar başlangıcına kadar devam eden bir süreçte, yedişer gün arayla önce havada, sonra su ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık artışına halk arasında Cemre adı verilir.


​Ilık bir yol hikayesi başlar güneşe doğru

Önce cemre, sonra nevruz, sonra bahar…

(Nurten Bengi Aksoy)


Kış mevsiminin en soğuk günlerinin geride kaldığının müjdecisi olan cemre, dilimize sonradan girmiş, Arapça kökenli bir sözcük olup, “kor halinde ateş” anlamına gelmektedir.



Bir dışarı çıkmayagör bayram yeri bahçeler

Asmalar suyundan veriyor balkon demirlerine

Fesleğen göz kırpıyor çapkınca nazlanarak

Sarmaşıklar konuk gitmiş hanımellerine…

(Ahmet Günbaş)


Halk takvimine ve inanışına göre cemrelerin ilki 20 Şubat'ta havaya düşer ve havadaki bütün kışı, soğuğu yere indirir. Böylece havalar yavaş yavaş ısınmaya başlar.


Yüzümü bulutlara kaldırıp

Dua eder gibi mırıldanıyorum

Kuşlarla, otlarla yıkanıyorum

Rüzgârla, ilkbaharla…

(Ataol Behramoğlu)


27 Şubat’ta suya düşen ikinci cemre suları ısıtmaya başlar, böylece ısınmaya başlayan sular da buzların çözülmesini sağlar.


Bu sabah mutluluğa aç pencereni

Bir güzel arın dünkü kederinden

Bahar geldi, bahar geldi

güneşin doğduğu yerden…

(Ataol Behramoğlu)


Martın altısında ise üçüncü cemre toprağa düşerek toprağı ısıtır ve ısınan toprağın altında kıpırdanmaya başlayan ilk kır çiçekleri gün yüzüne çıkıp rengarenk açar.


İki sevgilinin gülüşüne benzer

Bir nisan havası değil mi esen?

Zincirlere, kelepçelere inat,

Kanatlarımı açmak zamanıdır…

(Cahit Sıtkı)


Birçok coğrafyadaki mitlerin beslendiği en eski kaynaklardan olan Türk kültürü ve mitolojisindeki “İmre” isimli cinle ilgisi olan cemre tabiri, yüzyıllar öncesinden beri Anadolu topraklarında kullanılmaktadır.


Anne, bahar geliyor uyansana

Çık altın eşikte bekle beni,

En güzel tılsımları buldum sana

Koklayabilmek için nefesini…

(Ceyhun Atıf Kansu)


İlkbaharın gelmesiyle birlikte dünyada göründüğü farz edilen bu mitolojik karakterin,iklim değişikliklerine ve doğanın ısınmasına neden olduğu ve parıltılı bir ışık olarak görüldüğüne inanılırmış.


Tüyden hafif olurum böyle sabahlar

Karşı damda bir güneş parçası

İçimde kuş cıvıltıları şarkılar;

Bağıra çağıra düşerim yollara…

(Orhan Veli)


Türk mitolojisinin en eski söylencelerinden biri olan İmre’nin dünya üzerinde bir anda bir ışık ya da “ateş topu” olarak görülmesinden dolayı Arapça kor ateş manasına gelen cemre sözcüğü kullanılmış.


O günü görmek için sade bekleyeceğiz

Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.

Hazırlanıyor gibi gökyüzü ufuk deniz

Bir sabah dökülecek baharların baharı…

(Z. Osman Saba)


İlkbaharın gelmesiyle yaşanan hava değişimini anlatmak için cemre tabiri genellikle “düşmek” fiiliyle birlikte kullanılır, ama gerçekte toprağa, havaya ya da suya düşen herhangi bir şey yoktur. Bu sadece bir inanıştan doğan mecazi bir kavramdır ve dünyanın kuruluşundan beri süregelen mevsimsel bir doğa olayının halk kültüründeki anlatımıdır.


Ben her bahar aşık olmam ama

Her bahar gitmek isterim.

Gittiğim olmadı hiç,

Ama olsun… İstemek de güzel…

(Can Yücel)


Halk arasında cemrenin düşme sırasına göre önce havanın, sonra su ve toprağın ısındığına inanılır, ancak bu durum coğrafi bilgilerle çelişir. Çünkü güneş ışınları ilk önce toprağı daha sonra havayı ısıtır. Sular ise en geç ısınan ve soğuyandır.


Yapma bunu bana bahar,

Böyle üstüme gelme…

Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı…

Çoktan cemreler düşmüş beynime, yüreğime…

Kalbimin buzları erimiş…

(Can Dündar)


Kısacası cemre düşmesinin meteoroloji ile pek bir ilgisi bulunmamaktadır. Zaten küresel ısınmadan kaynaklı atmosfer olayları mevsimlerin değişmesine neden olmuştur. Ve böyle bir değişimin olması geleneksel cemre olayını etkilese de cemre düşmesi yüzyıllardır halk tarafından benimsenmiş ve tecrübelere dayandırılmış bir olaydır.


182 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

CEMRE

Cemre

CEMRE

1/706
bottom of page