top of page
Yazarın fotoğrafıAkay Aktas

HAYIR Beni Hep Gerer


Son yıllarda moda oldu; film başlamazdan önce bir yazı gelir ekrana:

"Bu filmdeki olaylar tamamen kurgusal olup gerçek kişi ve kurumlar ile bir ilgisi bulunmamaktadır."

Tıpkı onun gibi diyorum ben de: Bu yazının günümüz EVET-HAYIR referandumu ile hiç bir alakası bulunmamaktadır.

Ben Arabi ve ritüel kokan kelimelerden oldum olası hoşlanmam. Hele Cuma günleri birçok yerden “Cumanız hayırlı olsun “ diye gelen mesajlara ifrit olurum. Ya meyhane çalıştırıyorsam?..

Kimi işyerleri açılışlarında konuşmacılar, kurdeleyi kesenler "Hayırlı kazançlar" dilerler. Buradaki “hayrı” bir türlü anlayamam. Kazancın hayırlısı hayırsızı nasıl olur? Sonuçta alışveriş bu, bol kazanç üstüne kurulu, benim hayırlı kazanç demem için galiba birileri "hayırlı" zarar etmeli ki...


Doktora giderim. Sorarım doktora... -Şunu yapabilir miyim? -Hayır, -Şunu yiyebilir miyim,

Doktor,soğuk ve tekdüze bir tonla -Hayır, der. Nedenini sorduğumda, -Ölürsün demez mi? Yahu doktor, iki gözüm, imanım, ben senin o “hayır” dediğin işleri yapmazsam zaten ölürüm. Öğretmen iken de öğrencilerin “hayır” demesine kızardım. -Dersine çalıştın mı? -Hayır hocam. -Ödevini yaptın mı? -Hayır!!

Aynen ve dahi şahsen gençliğimizde kısmi olarak kabadayılığımız da vardır. Şöyle ki bir mekanda, açık hava kahvesinde okkalı bir nara patlatıp: -Hiaayytt var mı bana yan bakan, dediğimde hep bir ağızdan: -Hayırr demişlerdir ki benim ne menem bir külhan olduğumu göstermeme fırsat vermemişlerdir. Ne olurdu yani birisi EVET deyip ortaya çıksaydı, ben de bu sefer daha vahşi bir nara patlatıp, - Hiaayyttt, var mı ikimize yan bakan diyebilseydim...

Okulda öğrenci iken gönlümün kaydığı bir kıza birkaç ay muhabbetten sonra Yaradan’a sığınıp, ruhumu ayan, fikrimi beyan ederekten aşkımı ilan ettim. Muradım bir manita yapmaktı. Yoksam elbette ki kötü bir niyetim yoktu. Akşama mazotsuz kalayım doğru derim. O da beni bir güzel marizleyip, şuh edasıyla: -Hayır dedi. Yani şu HAYIR kelimesinin bende derin ve iflah olmaz, onulmaz yaraları vardır. - Para kazanmasını biliyor muyum? -Hayır -Üçkağıtçılık alavere dalavere yapabilir miyim? -Hayır, -Yalan dolanım var mıdır? -Hayır Yani birçok hayırsız, hayır huylarım vardır. Velakin ömrümde bir kere EVET denildi acısını hala çekerim. Yahu ne olurdu o gün EVET yerine HAYIR denilseydi. Neden mi bahsediyorum. Nikah gününden. Hani memur sorar ya geline: -Filanca oğlu filancayı, kocalığa kabul ediyor musun? Hayatımı yıkan o cevap geldi -EVET. Boş bulunup ben de “evet” deyivermişim. Bir kere Evet aldım hayattan, o da geleceğime, huzur ve mutluluğuma kapak oldu.

Adamın birisi uçağa binecek, kulağının dibinden bir ses fısıldar. -Uçağa binme düşecek.

Adam korkar. Uçağa binmez ve gerçekten uçak düşer. Bir süre sonra adam otobüsle yolculuk yapacak. Aynı ses kulağında çınlar: -Otobüse binme yuvarlanacak.

Gerçekten de otobüs uçuruma yuvarlanır. Kurtulan olmaz. Adam en güvenilir araç olarak treni düşünür. Yine o ses Fısıldar: -Tren kaza yapacak.

Adam patlar: -Sen kimsin yahu, böyle uyarıyorsun?

Ses gülerek: -Ben senin iyilik meleğinim.

Adam sert bir sesle : -Ey iyilik meleği! Evlenme dairesinde EVET derken hangi cehennemdeydin? *

27 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page