top of page
Tamer UYSAL

Türk Tipi Parlamenter Sistemi



Bacak ısırmalı kavga sonrası milli birlik beraberliğe örnek görüntü...

“Baylar! Soyut özgürlük sözcüğünün sizi aldatmasına izin vermeyin. Kimin özgürlüğü? Bu, bir kişinin bir başka kişi karşısındaki özgürlüğü değil, sermayenin işçiyi ezme özgürlüğüdür.” Böyle sesleniyordu Karl Marx, Felsefe’nin Sefaleti’nde…


AKP'nin meclise sunduğu ve oylamada 1. turun tamamlandığı 'başkanlık sistemi' ile ilgili Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk değerlendirmelerde bulunmuş. Selçuk, "Hem başkanlık sistemini getirmek iddiasıyla yola çıkacaksınız, hem de erkler birliğini dayatacaksınız. Bu bir güldürüdür. Böyle bir sistemde demokratik bilince sahip bir başkan bile diktatör olmak, baskı, daha doğrusu tümelci (totaliter) bir rejimle toplumu yönetmek zorundadır" diyor ve ekliyor:


“Montesquieu’nın teşhisiyle o ülkede tek bir insan özgürdür, öbürleri ise köledir. Kısaca taslak, zorunlu tümelciliği kurallaştırmaya ve kurumlaştırmaya yeltenen, bu yüzden savunanları da tutsaklaştırıp doğduklarına pişman edecek bir metindir. Tek bir insana bütün erkleri teslim etmektedir.”


Uluslararası hukukta “De jure” ve “De facto” diye iki kavram vardır. Biri yazılı hukuk kurallarını içerir diğeri ise fiiili durumları. ikincisine kısaca "Ben yaptım oldu" culuk da diyebiliriz... Hukukta geçerli olan genel kabul gören başka bir kavram daha vardır "Kuvvetler ayrımı"... Kuvvetler ayrımından kasıt yasama yargı ve yürütmenin birbirinden ayrı olması birbirini frenlemesi mevzuudur... Başkanlık konusunda kalın kalın kitaplar yayınlanıyor kitapçı raflarında görüyoruz ülkenin dünyanın önemli kanaat önderi bu işte yetkin kişileri de aynı şeyleri ifade ediyor: bir ülkede demokrasi kültürü gelişmemişse eğitim düzeyi düşükse ki Güney Amerika’daki ülkeler gösterilir o ülkedeki başkanlık uygulamaları despotizm yani diktatörlüğe dönüşme riski taşıyor hatta taşımakla kalmıyor dönüşüyorlar...


Gelelim bizdeki duruma...


Türkiye’de temel sorun nedir? Kişi yönetimi ya da parlamenterizm olup olmaması mı, yoksa her zaman bir kısım elite hizmet eden sistem mi?..


Ziya Paşa'nın "Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" diye bir beyiti var…


Şimdiye kadar yapılanlar bundan sonrakilerin de aynasıdır desek yeridir... Başka bir kavram daha var o da tıpta (farmakoloji) "Plasebo Etkisi" (yararı fiziksel olmaktan çok ruhsal) diye geçen bir kavram ne kadar sulandırırsanız ilacın etkisi o kadar çabuk duyulur bugün bu aşılamayı yandaş denen medya üstleniyor onun ise iktidara çalıştığı hatta iktidarın tekelinde olduğu apaçık zira alternatif medya (candaş ve yoldaş olanlar) elimine edildi ve siyaset havuç-sopa (din ve zora) ya indirgendi... Engels zor tarihin ebesidir demişti... Tevekkül ü tedbirin yerine önermelerin somada işçiye atılan tekmelerin görüntüleri hafızalardan silinmedi.. O zaman başkanlık olsa kaç yazar.. siyasal iktidar dayatıyor defalarca yutturduğu hapı köşeye sıkıştırılça yine yutturmaya çalışıyor... Eğer düzen demokrasiyse o mecliste tek bir kişinin bile hayır demesi bu anayasanın değişmesine engeldir.. Hata ve emniyetsiz her kazaya "Bu işin fitratında var" deyip çıkan, hele cunta anayasası ile kendine iktidar yolu açanların sistemdeki bunca yanlışı görmezden gelip gene de "Türk tipi" diyerek dayatanların bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur.. ahh kendi yandaşınaysa yararı o başka -ki öyle- havuz medyasında batılı çağdaş diye tabir edilen giyim tarzlarıyla arz ı endam eden bayanların da büyük bir iştahayla tüm yaşananlardan sonra bu durumları savunması ise (ona da Stockholm sendromu mu desek acaba baskı saygıyı doğurur çünkü) o daha bi başka, garabettir. “Sizden ne kadar nefret ederlerse, size o kadar saygı duyarlar.” diyor J. G. Ballard (Süper Kent, 1.Baskı, Ayrıntı Yayınları, 2004, Sayfa 28).


CHP’ye gelince "CHP, tıpkı kemana benzer, sol elle tutulur, sağ elle çalınır" demişti Cevdet Kudret (Zincirli Hürriyet) şimdilik bu yeter...


TAMER UYSAL

https://tameruysal.wordpress.com/

9 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page