top of page
maviADA

Bir Kitap Kalbini Açıyor

Güncelleme tarihi: 21 Oca 2021

"UYKUSUZLAR İÇİN MANİFESTO" dan...

*

Esra Odman İyier / UYKUSUZLAR İÇİN... / Roman

*

Gece 03:00…

Yeni bir güne az kaldı. Yeni bir günle gelecek olan ölümlere, yangınlara, kazalara, istatistik değeri olan birçok olaya.


Mesela; şu saatlerde acaba kaç kadın kocası tarafından dövülüyor? Kaç kadın harika bir sevişmenin sonuna yaklaşmış, kan ter içinde? Hangi çocuk altına kaçırdığı için annesinden dayak yiyor? Kaç insan hastanenin nefes almayan beyaz duvarlarının arasında solunum cihazına nefes veriyor? Acaba kaç adam gidenlerin yerini doldursun diye kaç kadının bacak arasında hayaller kuruyor? Kaç öğretmen ertesi günkü dersi düşünürken, kaç siyasetçi kesesini doldurmak için telefon trafiğinde helak oluyor? Kaç terörist ertesi gün patlatacağı yerin krokisi üstünde çalışıyor ya da öldüreceği onca insanın vebalini kaç tanesi kalbinde duyuyor, kaç tanesi sırtında taşıyor? Ya doktorlar? Nöbetlerinin en derininde kaç bacak, kol topluyor ameliyathanenin soğuk rüzgârında? Belki de yarına çıkmayacak olanların kaç tanesinin akrabası doktoru öldürme planı yapıyor? Kaç asker sınırda akil olmadıkları için vurulup şehit düşüyor? Kaç mülteci sınır kapısından geçerken ev, araba, maaş ödülü aldığı için ülkemizi çok seviyor? Birileri kaç mülteci hesaplıyor, Akdeniz'e gömerek zengin olacağı?..


Daha kaç kişi var; yarın ölümden döndüğü için sevinip, internette paylaşacak?




Bugün yine uykusuzum.

Kafamda deli düşünceler koyun sayar gibi ölüleri sayıyorum. Buraya geldiğimden beri geçtiğim yolların hepsi patlatıldı. Suçumu sorana ben uykusuzum diyorum. Sanki ben uyumadıkça ülkedeki insanlar çıldırıyor. Sanki ben uyumadıkça borsa kendini kaybediyor. Ben uyumadıkça siyasetçilerin hepsi yalan söylüyor. Ben uyumadıkça gözlerim yanıyor, sabaha çıktığımda Ankara yanıyor. Ben uyumadıkça midem ağrıyor, sabaha Ağrı Dağı çevresinde askerlere pusu kuruluyor. Ben uyumadıkça hava alamıyorum, akşamına havaalanında patlama oluyor. Ben uyuyamıyorum işte! Ve bütün suç bana kalıyor…


İlk şahit olduğum Osetya’daki okul katliamında kaç gece ağladım, bilemiyorum. Çocuklar dedim, iç yangınım arttıkça. Çocuklar öldü, annelerinin gözleri önünde. Sonra rehine kurtarma operasyonu dendi adına. Soykırımın ince dantel motifi gazetelere manşet oldu anaların gözyaşlarıyla ilmek ilmek. Uyumamaya o zaman başladım. O gece ilk defa uykusuz kaldım. İlk defa o gece uykusuzluğumu anlamlı bir çaresizlikten çıkartıp, anlamsız bir baş ağrısına çengelledim. Sonunda uykusuzluğun üstüme yapışacağını bilmiyordum 25 yaşında. Üniversiteyi bitirmenin haklı gururuyla rol kesiyordum her başvurduğum iş yerindeki patrona. Sonunda çalışamayacağımı, evlenemeyeceğimi, çocuk sahibi olamayacağımı anladım.

Tıpkı gerçeklerin yalancı bir yansımasıydı sır tutmuş cam misali aynada. Kendimi görüyordum ama ayna puslu bir camdı aslında.

33 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
1/706
bottom of page