top of page
1/2

12 EYLÜL'ÜN "TEĞMENLER DAVASI"




12-EYLÜL Darbesi emir komuta zinciriyle yapılan, sonuçta da başarılı olan bir askeri müdahaleydi. Amacına ulaştı. Günde 50 kişinin öldürüldüğü ülkede 12 Eylül sabahı gün doğumundan sonra tek bir silah siyaset adıyla patlamadı, Tek bir eylem görülmedi. Onca terörist ya da anarşist yer yarılıp yerin dibine girmişti. Okullar açılmış, ekonomi hayat rayına oturmuş, enflasyon düşmüş ülkeye huzur gelmiş gibiydi.


Ne var ki çok insanın canı yanmıştı.

Binlerce insan soruşturmaya uğradı, fişlendi, yüzlerce insan öldü, binlerce insan işkence gördü, onlarca kişi, kimilerinin yaşı da büyütülerek asıldı.


Bu arada ilginç, gülümseten olaylar da oldu.


Yargılananlarının büyük bölümü teğmen olduğundan "TEĞMENLER OLAYI" diye adlandırılan olay da bunlardan biri.

BUTEĞMENLER, Bırakın emir komuta zinciriyle darbe yapmaya katılmayı, tek tip kıyafete itiraz ettiklerinden don gömlek yargılandıkları duruşmaya çıkmışlardı.




Darbe döneminde “Teğmenler Davası” olarak bilinen THKP/C 3. Yol davasının ilk duruşmasında, bir tip mahpushane kıyafetiyle sıkı idare mahkemesine çıkmayı reddeden askerlerin Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Deniz Tezel tarafından iç çamaşırlarıyla çekilmiş resmi 12 Eylül’ün simge resimleri arasında yer aldı.


Elleri arkadan kelepçeli, bir tip kıyafetle mahkemeye getirilen sanıklar ellerindeki kelepçenin çıkarılmasının ardından üstlerindeki kıyafetleri yırtarak tepkilerini gösterdi. Tarihe geçen resimin ardından sanıklar, mahkeme heyeti tarafından apar topar salondan çıkarıldı.


Birçoğu TSK’da üsteğmen olan sanıklar ‘anayasal düzeni yıkmak’ suçlamasıyla günlerce işkence gördü. 2.5 sene hapis yatan askerler, beraat etseler de askerlikten ihraç edildi.


Tarihi fotoğraftaki 6 üsteğmen, Evren’in ölümünün ardından Habertürk Gazetesi'ne konuştu.



ONLAR DA HAKLARINI HELAL ETMİYOR


Mehmet Şemsettin Dikmen: “O devre jandarmada üsteğmendim. 2 seneye yakın hapis yattım. Çeşitli yerlerde çalıştım, ticaret yaptım. Firma kurdum; onu büyüttüm, geliştirdim. Evren için ‘Allah rahmet eylemesin’ söylüyorum.”


Tuna Atalay: “Kenan Evren öldü fakat onun kurduğu 12 Eylül rejimi sürüyor. Evren’in yaptığı Anayasa duruyor, yasalar duruyor. Biz o devre hiçbir hakkımız verilmeden kapının önüne konulduk. 2.5 sene Metris’te yattım. İşkenceli sorgulardan geçtik. Çıktığımızda mesleğimiz yoktu.”

Mehmet Sami Akdöl: “O resim, dönemin hukukunu, adaletini, mahkemelerin niteliğini, insanlık dışı durumu açıkça ifade eden bir resim. O devre farklı biçimlerde de olsa sürüyor. Evren’in ölümünü duyunca hiçbir şey hissetmedim.Yargılanması ve cezasını alması gerekiyordu.”

Rahmi Yıldırım: “O resim o dönemde cezaevlerinde işkencenin, zulmün protesto edildiği bir fotoğraftır. Evren, işlediği günahların bu dünyadaki kefaretini fazlasıyla sürünerek ödemeliydi. Onu affetmiyoruz.”

İbrahim Coşkun: “2.5 sene cezaevinde yattım. Sonraki süreçte seyyar köftecilik yaptım. Park bekçiliği yaptım. Hukuk Fakültesi’ni dışardan bitirdim avukat oldum. ”

Ünal Çakır: “Öldüğüne üzülüyorum çünkü bize çektirdiği acılardan daha fazlasını çekmesini istiyordum. Cezaevinden çıktıktan sonra nakliyecilik yaptım. Üniversiteyi bitirip mali müşavir oldum.”

Aynı davada yargılanan Teğmen Ömer Yazgan idam edilmişti.



*


DERLEME. Bu yazı buradan alıntıdır


8 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


1/681
bottom of page