FELSEFEYİ SEVMEYEN, okullarda sınırlayan; onu bir sapma, söz cambazlığı, zararlı düşüncelerin
sızacağı pandora kutusu gibi gören kaç ülke vardır acaba?
Niçin sevmezler Felsefeyi? Bilen var mı, mantıklı bir açıklama yapıldı mı hiç?
NASILı değil, NİÇİNi merak eden, sorgulayan FELSEFEyle, dinlerin bir kan uyuşmazlığı olduğu bilinir. Başlangıçta bir felsefe olarak başlayan sonradan dine dönüşen Budizm'den sonra mı gelişti bu, kimbilir? Her ne ise ama Felsefe bizim genel olarak soğuk durduğumuz bir alandır.
Oysa bu topraklar Felsefe'nin beşiği olmuş topraklar. Aristo bile gelip Felsefe okulunu ASSOS'da açmıştı.
ANTİK ÇAĞDA Romalı, fethettiği yeni ülkelere , bozar diyerek yazarları ve avukatları sokmazdı ama felsefecileri el üstünde taşırdı.
Derler ya hani, yolsuz olmaz, demokrasisiz olmaz ya da sanatsız olmaz diye; bu yerine göre önemli unsurlar aslında yaşamın bir alanıdır, ama FELSEFE hayatın kendisidir? Bugünkü yaşamı kolaylaştıran, vardığımız uygarlığı açıklayan, gündelik hayatımızda mutlu yaşamamızı sağlayan da felsefedir. Gökyüzünde uçan uçaklardan, aya giden insana ya da onulmaz hastalıklara bulduğumuz çarelere, yaşamımızı daha iyiye taşımak için oldurduğumuz rotaya, yani yaşam felsefelerimize kadar bütün gelişmelerin ve uygarlığın kaynağında felsefe vardır.
Nasıl mı? HERŞEY DÜŞÜNMEKLE BAŞLAMAZ MI? Felsefe de bir düşünce bilimidir. Burdan hareketle biz düşünmeyi sevmiyoruz mu diyeceğiz? Oysa yüzyıllar önce Augistunus; “Düşünmek, ruhun varlığının ispatıdır,” demiş.
Bugünü nasıl güzel yaşarızın yanında, insanlığın yarını da felsefenin her zaman derdi olmuş.
DÜŞÜNÜRLER, insanlığa daha güzel bir dünya için önermeler yani UTOPYAları ve başımıza gelecekler için uyarılar içeren DİSTOPYALARı yazmış.
O zaman bizim FELSEFEYLE zorumuz ne?
MART ayı boyunca öteki yazıların yanında bunun üzerinde konuşmaya ne dersiniz? FELSEFEYLE ilgili yazı ve düşüncelerle bir DOSYA çalışması yapmayı düşündük? UTOPYA ve DİSTOPYAlar başta olmak üzere, filozoflar, felsefe üzerine her şey konumuz. Dileyen eski ya da yeni yazılarla İLETİŞİM sayfamızdan katılabilir.
Ayrıca burada, FORUM bölümünde NİÇİN, NEDEN FELSEFE?.. başlığıyla NİÇİN SEVMİYORUZ, NEDEN SEVMELİYİZ... yani felsefe üzerine her şey.... konusunda bir tartışma oluşturduk, yorumlarınızı bekliyoruz.
Düşünmek, öylece baharı beklemekten iyi değil mi?
Bence kaygılı olanları da anlamaya çalışmak gerek... Neden fazla felsefe huzursuz eder?
Filozofluğunu tartışmasız kabul ettiğimiz Montaigne bile bundan yakınıyor: Ölçüsüzlükten...
" ...
Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştırmayan okçudan daha başarılı sayılmaz. İnsanın gözü karanlıkta da iyi görmez, fazla ışıkta da. Platon’da Kallikles der ki, felsefenin fazlası zarardır. Felsefe bir kerteye kadar iyidir, hoştur; faydalı olduğu kerteyi aşacak kadar derinlere gidersek çileden çıkar, kötüleşiriz; herkesin inandığı, uyduğu şeyleri küçümseriz; herkesle doğru dürüst konuşmaya, herkes gibi dünyadan zevk almaya düşman oluruz; kimseyi yönetemeyecek, başkalarına da kendimize de hayrımız dokunmayacak bir hale geliriz; boş yere şunun bunun sillesini yeriz.
Kallikles, doğru söylüyor çünkü felsefenin fazlası bizim gerçek duygularımızı körletir; lüzumsuz bir inceleme ile bizi tabiatın güzel ve rahat yolundan çıkarır."
(Kitap II, bölüm XXX)